10 küsur yılı aşan metro inşaatı, 8 yılda tamamlayabildiği teleferik, 11 yılda açabildiği fuar alanı, defalarca güzergahını değiştirdiği ancak yapımına bir türlü başlamadığı tramvay projesi...
Bütün bu projelerde yaşanan aksaklıkların ve gecikmelerin sorumlusu hep Ankara'dır. Sütte leke vardır ama Kocaoğlu'nda yoktur.
Büyükşehir imkanlarıyla kontrol ettiği medyanın da yardımıyla İzmirlinin kafasında şu algıyı oluşturmuştur...
Hükümet işi gücü bırakmış, bütün mesaisini Kocaoğlu'nun projelerini engelleyecek kumpaslar kurmaya harcamaktadır. Haksızlık üzerine haksızlığa uğratılan Aziz Başkan'ın Ankara'dan çektiği roman olur roman...
Oysa Kemalettin Tuğcu kitaplarındaki çocuklar kadar mağdur ve mağrurdur bizim başkan. Hatta kendisine yakın bir köşe yazarı, "Ne çektin be Aziz" başlıklı bir makale bile kaleme almıştır. Kıvrak zekalı bir senarist, o yazıdan en az 2 sezon sürecek acıklı bir dizi bile çıkarabilir.
Dünya tarihinin en çok engellenen ve en çok mağdur edilen belediye başkanı olmak kolay bir iş değil tabii...
Ara ara bu mağduriyeti İzmirliye hatırlatmak gerekir. Hele hele ufukta bir seçim varsa.
En son Körfez'deki mevcut vapur iskelelerinin mülkiyetinin kendisine verilmemesine tepki göstermiş bizim başkan.
Gösterdiği tepki işin hikaye kısmı.
Yine beceriksizliğini örtbas etmek için topu Ankara'ya atmaya çalışıyor. Malum, İzmir'in 117 milyon euroya satın alınan yeni vapurları mevcut iskelelere yanaşamıyor.İskelelerin vapurlara uygun hale getirilmesi gerekiyor.
Elin Amerikalısının Mars'ta su bulduğu günlerde bizimki orta ölçekte bir marangozluk işini bir türlü bitiremiyor.
İzmirlinin en büyük ayrıcalıklarından biri olan vapur keyfi, tam bir işkenceye dönüşmüş durumda. Oysa bu vapurların mevcut iskelelere yanaşamayacağını havada uçan kuşlar bile biliyordu.
Peki bu vapurların ihalesi ne zaman yapıldı dersiniz?
30 Nisan 2012'de...
İlk vapur ne zaman teslim alındı? 8 Şubat 2014'te...
Peki bizim mağdur ve mağrur başkan iskeleleri uygun hale getirmek için ne zaman çalışma başlattı?
Ağustos 2015'te...
İşte onun 3,5 yıllık ihmalinin ceremesini şimdi İzmirli çekiyor.
Peki o ne yapıyor.
Ankara'dan iskelelerin mülkiyetini istiyor! Göreceksiniz, bu işi de zamanında bitiremeyecek.
Ve bize 2-3 ay sonra özünde şu anlama gelen ilginç bir cümle kuracak. İskeleler mülkiyetini alamadığımız için gecikiyor. Mülkiyetini alaydık iyiydi.
Ve İzmir'de kimse çıkıp da kendisine şu soruyu sormayacak. Bu iskeleleri gerçekten de mülkiyetini alamadığın için mi yapamıyorsun Başkan?
Ya da sana iskele yaptırmayacağız diyen oldu mu?