• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Gazze gerçeği

ZEKİ HOZER

Gazze gerçeği

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Eylül 2025

Musevi inancında, 'tikkun olam' dünyayı iyileştirme anlamında bir kavramdır. Amaç, dünyayı onarmak ve geliştirmek için çeşitli eylemleri yapma iradesini kişilere nüfus ettirmektir. Tikkun olam ibaresinin geçtiği bilinen en önemli kaynak aleynu duasıdır. Bu duada, tikkun olam, her ne kadar Tevrat'ın ve Halaka'nın gözetilip yerine getirilmesi şartı bağlamında Tanrı'nın krallığında gerçekleşmesi beklenen bir duruma işaret etse de, son yıllarda Amerika'da, güncel sosyopolitik ve ekolojik küresel sorunlar için de söylemlerde yer alarak(*) le-takken olam be-malhut şadday ifadesi kapsamında, Yahudilerin mükemmel bir dünya düzeni için çalışması yükümlülüğünü dile getirir.(**)

Peki, dinleri bunu emrederken, bugün Gazze'de Yahudilerin oyları ile iktidara gelen Netanyahu hükümetinin yaptığı nedir? Bir soykırım... Geçen hafta, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından 2021 yılında kurulan, 'İşgal Altındaki Filistin Toprakları Bağımsız Uluslararası Komisyonu' Gazze'de İsrail'in yaptığı uygulamaları 'soykırım' olarak niteledi. Daha önce de Uluslararası Af Örgütü dahil birçok uluslararası örgüt bu içerikte açıklamalarda bulunmuştu.

Güney Afrikalı eski BM İnsan Hakları Şefi Navi Pillay ile Avustralyalı insan hakları avukatı Chris Sidoti ve Hindistan'dan Miloon Kothari'den oluşan komisyonunun son açıklaması önemli çünkü bu rapor, daha sonra bu konuda yapılacak uluslararası mahkemeler için ana referans olacak.
Aynı komisyon ilk raporunda da gerçekleşen savaş suçları ve ciddi uluslararası hukuk ihlallerinin işlendiğine dair kanıtlar ile İsrail güvenlik güçlerinin insanlığa karşı gerçekleştirdiği suç kayıtlarını ve tespitlerini açıklamıştı.

Doğrusu insanlık, İkinci Dünya Savaşı sonrası soykırıma dair bir küresel hafıza anıtı sayılabilecek Serebrenitza Katliamı'nı yaşayınca, artık bu tür zulümlerin son bulduğu düşüncesine kapılabiliyor. Ancak daha otuz yıl geçmeden daha şiddetli bir mezalimi Gazze'de yaşamaya devam ediyoruz. 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in düzenlediği saldırılar, şu an için 65 bin sivilin yaşamını yok ederken, yaralı ve yerinden yurdundan edilen Filistinlilerin sayısının iki milyonu aştığı hesaplanıyor!
Bugün Gazze'de Filistinliler hedefte, otuz yıl önce ise Boşnaklar, 'Türklerden intikam' haykırışları altında ölüme sürükleniyorlardı.

VAHŞET SONA ERMİYOR
11 Temmuz 1995 tarihini takip eden beş günde, Sırplar 8 bin 372 kurbanı 77 toplu mezara gömerken, dünya böylesi bir dehşetengiz etnik temizliğin şoku içinde nefessiz kalmıştı. Günümüzde, Serebrenitza'da olan kıyımın kabaca 8 katı gerçekleşmiş durumda, üstelik tüm dünyanın gözü önünde ve neredeyse canlı yayın şeklinde! Ne hazindir ki, dünyanın neredeyse tüm ülkeleri bu durumu protesto ediyor, kınıyor, ancak bu vahşet sona ermiyor... Bu konuda, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, neredeyse insanlığın küresel vicdanı sesi olarak şunları söyledi:

"İsrail'in Gazze'de yaptıkları bir savunma değildir, savunmasız bir halkı yok etmektir." Ve ülkesinin tavrını da şöyle belirtti: "İspanya olarak tek başımıza İsrail'in saldırılarını durduramayız. Atom bombamız, uçak gemilerimiz, büyük petrol yataklarımız yok ama bu İsrail'i durdurmayı denemeyi bırakacağımız anlamına gelmiyor."

Biliyorsunuz bu hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 80. kez toplanıyor. Tüm üye ülkelerin devlet başkanları ve üst düzey yöneticileri bir araya gelecek. Dünya liderleri, 23 Eylül 2025 tarihinde, "Birlikte Daha İyi: Barış, Kalkınma ve İnsan Hakları için 80 yıl ve daha fazlası" teması altında, barışı, güvenliği ve sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmek ve küresel zorluklara çözümler bulmak için toplanmış olacaklar... II.
Dünya Savaşı 1945'te sona erdiğinde, savaşa katılan ülkeler, harabeye dönmüştü ve dünyanın tek gereksinimi barıştı... 50 ülkenin temsilcileri, 25 Nisan-26 Haziran 1945 tarihleri arasında San Francisco(Kali forniya,Amerika)'da düzenlenen Birleşmiş Milletler Uluslararası Örgütlenme Konferansı'nda bir araya gelmişler ve sonraki iki ay boyunca, Birleşmiş Milletler adında yeni bir uluslararası örgüt olacak BM Şartı'nı hazırlayıp imzalamışlardı. Bu örgütün, İkinci Dünya Savaşı gibi gelecekte oluşması muhtemel bir dünya savaşını önleyeceği ve daha adil bir dünya düzeni getireceğini ummuşlardı..Ama son 50 yılda Serebrenitza, Ruanda'da Tutsi kıyımı, Jean Paul Akayesu liderliğnde Taba Kasabası katliamları ve Gazze Soykırımları yaşananlardan bazı başlıklar, ne yazık ki! Unutulmamalı ki, BM Soykırım Sözleşmesi, tüm ülkeleri, ellerindeki tüm imkanları kullanarak, " soykırım suçunu önleme ve cezalandırma" konusunda yükümlendiriyor...
Aksi durumda, suç ortağı olarak kabul edilecekleri vurgulanmış!

HAYAL KIRIKLIĞI
Evet yaşadığımız çağda insanlık birçok küresel sorun ile karşı karşıya..İtalyan düşünür ve siyaset kuramcısı Antonio Gramsci'nin, yaşadığı dönemin politik düzenine dair yapmış olduğu bir eleştiride dediği gibi, ' eski dünya ölüyor, yenisi doğmakta gecikiyor ve bu geçiş döneminde, her türlü canavar sökün ediyor", ancak, bu durum tespiti var diye insanlık, soykırım ve vahşete gözünü kapatacak değil, hiç kuşkusuz!

Tüm dünya, İsrail devletini, kendi dinleri olan Musevilikte de emredildiği gibi, soykırıma son verip daha güzel bir dünya için çabalamaya zorlamayacaksa, Birleşmiş Milletler gibi oluşumların bir işe yaramadığı tescil edilmiş olacak ki, bu durum, insanlığın geleceği adına en büyük hayal kırıklığı olacaktır..
(*)Shlomo Bardin,Brandeis Camp İnstıtute,Caliphornia

(**)Blech, Benjamin. "The Biblical Source for Tikkun Olam". Tikkun Olam: Judaism, Humanism and Transendence. Ed. David Birnbaum-Martin S. Cohen.
39-55. New York:New Paradigm Matrix, 2014

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.