Siyasi partiler için milletvekili listelerinin belirlenme süreci de yerel seçimlerdeki belediye başkan adayları ile meclis üye listelerinin belirlenme süreci de sancılı ve zorlu dönemler. Hele CHP gibi bu dönemleri sözde çok daha demokratik şekilde işlettiklerini iddia eden partiler için tam bir kaos... Bu süreçler CHP'de genellikle zaten hep bu şekilde yürürdü ama bu yerel seçimde her zamankinden çok daha kavgalı oldu. CHP, 14 Mayıs'ta ciddi bir savrulma yaşamıştı. Üzerine Kasım ayında gerçekleşen kurultay öncesinde ve devam eden süreçteki lider değişikliği ile bu savrulma daha da hızlandı. Partinin yeni lideri Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu gibi uzlaşmacı yönü baskın bir karakter değil.
MARJİNAL EĞİLİMLER DEVRİ
İlk seçildiği günden itibaren partisinin yerel seçime ittifakla gidebilmesi için girişimlerde bulundu ancak durum beklediği gibi ilerlemeyince hemen yönünü marjinal sola kırdı. Geçen sürede anlaşıldı ki Kılıçdaroğlu'nun ittifak uğruna verdiği ödünlerin çoğunu yeni lider Özel vermeyecek. Daha doğrusu veremeyecek. Çünkü partinin görünürdeki patronu o olsa da asıl söz sahibi Genel Merkez'de bile değil... Nitekim yerel seçim sürecinde yaşanan gelişmeler CHP açısından bu çıkarımın ne kadar yerinde olduğunun sağlaması niteliğinde oldu. Aday belirleme süreci tamamen Genel Merkez dışından daha çok da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun dayatmaları ile gerçekleşti. Bu nedenle kavga gürültü de tavan yaptı haliyle. Aday adayları Genel Merkez'e mi yoksa İBB Başkanı'na mı kendilerini beğendireceklerini şaşırdılar.
Ve ortaya devasa bir kaos çıktı.
RİSK ALANLAR KAPIŞMASI
Tercihini parti genel merkezinden yana kullananlarla risk alıp İmamoğlu'ndan yana kullananlar günün sonunda birbirine girdi. MYK da Parti Meclisi de her toplandığında ortalık toz duman oldu. Partideki iki başlılık adaylar arasında da Özel'ci İmamoğlu'cu ayrışmasına neden oldu. Haliyle birinden yana risk alıp adaylığı kapan kaptı, kapamayan da ortalığı birbirine kattı. Şu an haftalar öncesinden adaylığı ilan edilenler hakkında bile hala itirazlar yükseliyor. Ve bunun siyasi olarak CHP'ye bir bedeli olacak. Çünkü hem adaylar üzerinden hala tartışmalar devam ediyor hem de Genel Merkez'e güven yerlerde. Haliyle bu da hem parti kadrolarında hem de seçmen kitlesinde ciddi bir küskünler cephesi oluşturdu.
14 Mayıs sonrası CHP içinde oluşan muhalif tayfa yanlarına küskünleri de katarak gün geçtikçe çoğalıyor.
ÇIKAR BİRLİĞİ DARMADUMAN
Zaten 14 Mayıs öncesindeki ittifak ortakları bile şu an iktidardan çok eski ortakları CHP'yi eleştirmek hatta yerden yere vurmakla meşguller. Yani partide de muhalefetin genelinde de tamamen bir çıkar birliği dağılması söz konusu.
Tam da bu noktada, DEM Parti gibi büyükşehirlerde seçim sonuçlarına ciddi etki yapabilecek oy potansiyeline sahip partilerin aday çıkararak yarışa kendi parti logolarıyla girme kararları da hesaba katıldığında ana muhalefet partisinin büyükşehirlerdeki 2019 başarısını yakalaması çok uzak bir ihtimal gibi görünüyor. Yerel seçimlerin ardından eklenecek yeni parti içi muhaliflerle birlikte CHP'nin yerini tamamen küskünler CHP'si alacak gibi görünüyor.