• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞENER MUTER

YERLİ MALI ÜRET ve İHRAÇ ET

sener.muter@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.11.2016, 00:00

Bu yazıyı hazırlarken 30 Kasım 1998 tarihinde, bundan 18 yıl önce, Yeni Asır'da yayımlanan "Yerli Malı" başlıklı köşe yazıma bir göz attım. Son yıllarda iş dünyasında pek çok şey değişti. Özellikle küreselleşme ve dijital teknoloji iş dünyasının düşünce kalıplarını değiştirdi. Yeni teknoloji geliştirme, farklı ürün tasarımları, otomasyonla üretim konuları sürekli önem kazandı. Ülkemizde insan kaynaklarını ve yerli üretimi motive etmek için sağlıklı bir altyapı ihtiyacı sürekli gündemde oldu.

Yıllarca önce bir Avrupa kentinin sokaklarında sık sık gördüğüm "Çocuklarının işsiz kalmasını istemiyorsan yerli malı kullan" yazılı duvar duyuruları hafızamdan hiç silinmedi. Bunun nedeni, yerli malı üretimin bizim ülkemiz açısından da çok önemli bir konu olması. Yerli malların üretimi ülke ekonomisinin temelini oluşturuyor. İstihdamın artması, işsizliğin azalması, ulusal gelirin artması ve ülke ekonomisinin güçlenmesi hep yerli malı üretimin, yurtiçi tüketimin ve ihracatın artmasına bağlı bulunuyor. Yerli mallara olan talebin ve ihracatın artması sonucu şirketler de ülke ekonomisi de daha güçleniyor.

Ülkemizde üreticilerin bir beklentisi de yerli malı üretimin yabancı ürünlerle haksız rekabet içinde olmaması. Bunun için önce bir ulusal vizyona ve ortak bir hedefe sahip olmak gerekiyor. Uluslararası düzeyde tasarımı, üretimi, tanıtımı, pazarlamayı yapabilecek bir altyapının ülkeye kazandırılması da zorunlu. Güçlü şirketler araştırma geliştirme harcamalarına fon ayırabiliyor, yeni ürünlerin tasarımını yapabiliyor, ekonomik üretim kapasitesine ulaşabiliyor ve uluslararası pazarlara açılabiliyor. Kendi pazarında güçlü olmayan bir şirketin dış pazarlarda güçlü olabilme şansı hemen hemen hiç yok. Güçlü şirketlerin sayısı arttıkça ülke ekonomisi daha da güçlenecek.

Yerli üretimin kapsamı sadece sanayi ürünlerinin üretimiyle sınırlı değil. Tarım ve hayvancılık sektörü ürünleri de yerli üretim kapsamında yer alıyor. Ancak Türkiye gibi yüzölçümü ve nüfusu büyük olan ülkeler kişi başına ulusal geliri artırabilmek için sınai üretimi de artırmak zorunda. Böyle ülkelerin tüm sınai ürün gereksinimlerini ihracat gelirleriyle karşılayabilmeleri söz konusu olamıyor. Bu durumda dış ödemeler dengesi açık veriyor. Dünya ekonomisinde bunun birçok örneği bulunuyor.

Bugün ülkemizde pek çok ürün uluslararası standartlarda üretiliyor ve bu ürünlerin ihracatı da yapılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan dış ticaret verilerinden derlenen bilgilere göre, 2016 yılının eylül ayında ihracat 11 milyar 659 bin dolar, ithalat ise 15 milyar 401 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece söz konusu dönemde ülkemizde ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75,7 oldu. Bu oranın yıllık dönemde yüzde 65-70 bandında dengeleneceği hesaplanıyor.

Ülkemizde üretilen ürünlerde kullanılan her girdinin yerli olması gerekmiyor. Üretim için gereken girdiler nerede daha ucuz ve daha kaliteliyse oradan sağlanması hedef alınıyor. Yeter ki, üretilen ürünler pazarda yabancı ürünlerle rekabet edebilsin. Bu düşünce yapısı çerçevesinde hafızamdan silinmeyen 35 yıl önceki yazılı duvar duyurusunun bugünkü karşılığı: "Çocuklarının işsiz kalmasını istemiyorsan kaliteli ve ucuz yerli malı üret, onları hem kullan, hem de ihraç et" olmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA