Gary Chapman'ın yazdığı "5 Sevgi Dili" adlı kitabı yıllar önce okuduğumda şu sözleri zihnime kazımıştım:
"Çoğumuz sorunları analiz etmek ve çözümler yaratmak üzere eğitildik. Biz, evliliğin tamamlanması gereken bir proje veya çözülecek sorun değil de, bir ilişki olduğunu unuturuz..."
***
Niye böyle bir giriş yaptım? Dün Aysun'la tanışmamızın 29'uncu yıldönümüydü. 28 yıl artı 4 aydan beri de evliyiz. Zaman zaman fırtınalar esse de beraberliğimizin sağlıklı devamını belki de bu sözlerin temelini kavramış olmaya borçluyuz...
"Nasıl tanıştınız?" sorusu çok soruldu. Anlatmışızdır. Ama hala soruluyor. Yeri gelmişken bir kez daha anlatayım:
***
1984 yılının yaz ayları. O tarihte popülaritem zirvelerde... Türkiye'nin en çok satan dergisi "Erkekçe"nin yazı işleri müdürüyüm... Yeni albümüm "Geceler Sayılmaz Yaşanmadıkça" müzikseverlere ulaşmış... Sahne yaşantımı keyfime göre düzenliyorum... Bir yıl önce Nükhet Duru ile birlikte sahneye çıkarken, o yıl Sezen Aksu ile sahne paylaşıyorum.. Sezen ve Coşkun Demir ile birlikte seslendirdiğimiz "Heyamola" yılın 45'lik plağı seçilmiş... Sezen'in yeni albümünde yer alan bestelerim, "Meskenim Dağlar" ve "Çocuklar Gibi" çok beğeniliyor... Bekarlık tam sultanlık... Dostum ve genel yayın yönetmenim Hıncal Uluç'la aynı evi paylaşıyoruz... O'nun akşam yemeği sonrası televizyon karşısında uyuyakaldığı dönemler... Benim içinse hayat o saatten sonra başlıyor...
***
Temmuz'un ilk günleri...Fenerbahçe'deki tarihi beyaz köşkte faaliyet gösteren Baküs Gazinosu'ndan iş teklifi alıyoruz... Selma Güneri assolist. Sezen Aksu'nun yine fırtına gibi estiği bir dönem. O da Onno Tunç Orkestrası eşliğinde Baküs'ün ikinci bombası... Ben, konuk sanatçı olarak Sezen'in ekibinin içindeyim... Ayrıca Tolga Han dans grubu ve dansöz Okşan Ay da kadroda...
***
6 Temmuz 1984 gecesi stard alıyoruz... Baküs her gece tıklım tıklım dolu...
13 Temmuz Sezen'in doğum günü. Program bitişinde gitmek üzere Korukent'teki diskoya rezervasyon yaptırıyorum ve Sezen Aksu için bir yaş günü partisi organize ediyorum... Bizim sahnemiz bitince atlıyoruz arabalara, doğru Korukent'e... Selma'ya da haber veriyorum, program sonrası bekliyoruz diye...
***
İşte olanlar o gece oluyor... Biz eğlenirken Selma'yı merdivenlerden inerken görüyorum... Yanında fıstık gibi bir kızla bize doğru geliyor...
Kızın oturması için yanımda yer açıyorum. Yeğeniymiş... Birazdan dansa kaldırıyorum fıstığı... "Hello" çalarken şarkıyı mırıldanıyor... Vay canına ne kadar güzel sesi var!.. Sonra "Memory" çalıyor... Onu da ezbere söylüyor... Avusturya Lisesi'ni bitirmiş, Marmara Üniversitesi'nde ekonomi okuyormuş...
Kız güzel, sesi güzel... Kız kültürlü, saygılı ve ağırbaşlı... İşte Selma Güneri'nin yeğeni Aysun'la ilgili ilk izlenimlerim...
***
O gece Nişantaşı'ndaki evlerine ben bırakıyorum... Bir hafta sonra Doğan Canku'nun yaş gününe davet ediyorum... İlk kez birlikte çıkıyoruz... Yine o günlerin gözde mekanı, Erol Kaynar'ın işlettiği Korukent'teki diskodayız...
Buluşmalarımız devam ediyor ve dört ay sonra evlenme teklif ediyorum... Teklif ettiğim yer de Sheraton Oteli'nin (şimdiki Ceylan Intercotinental) Fransız restoranı Le Mangal... Şevket Uğurluer'in triosuyla müzik yaptığı bu mekanı özellikle tercih ediyorum. Tarih 13 Kasım 1984...
"Benimle evlenir misin?" dediğimde, "Why not!- Niye olmasın!" diye yanıt veriyor... Bu, İzmirli bir dostumuzun , sevgili ve rahmetli Samim Günöy'ün sıkça kullandığı bir söz...
18 Aralık 1984 Salı akşamı Selma Güneri'nin Tarabya'da oturduğu evde nişanlanıyoruz ve 25 Mart 1985'te de evleniyoruz...
İşte sevgili eşim Aysun'la tanışma öykümüz...
***
Helen Rowland çok doğru bir söz söylemiş:
"Sevdiği kadın ve sevdiği işi bulan bir erkek, yeryüzünde cenneti bulmuş demektir."
***
İyi ki doğdun Sezen, iyi ki o gece geldin Selma, iyi ki varsın Aysun... Gel de unut şimdi 13 Temmuz'u...
