Tıpatıp Şovu bildiğinizi tahmin ediyorum. Bizler ünlü sanatçıları aynen canlandırıyoruz. Benim yıllarca en zevle yaptığım canlandırmalarımdan biri Zeki Müren'dir. Paşa'yı Tıpatıp'tan evvel de arkadaşlar arasında hicvederdik. Bir gece Zeki Bey beni yanına çağırdı. "Kazado, yap bakayım benim taklidimi" dedi. Heyecandan elim ayağım titremişti. Mecburen vazifemi yaptım. "Helal olsun üç beş kendini bilmez banimle alay ederek para kazandıklarını sanıyorlar. Bir tek sana hakkımı helal ediyorum" demişti. Onu her andığımda aklıma bu cümlesi gelir.
Bir de üzülerek bunu söylemek isterim, ne olur değerlerimizi geçmeyelim, onları analım. Yurt dışına gittiğimde hep bu aklıma gelir. Her üç dükkanda bir Marilyn Monroe, Elvis Presley, Audrey Hepburn v.s starları mutlaka anacak bir objesiyle karşılaşırsınız. Neden bizde en değerli Türk sanat müziği starı Zeki Müreni'i hatırlatacak şeyler yoktur. Bu ülkeye bir tane Zeki Müren gelmiştir ve bir daha da gelmeyecektir.
Meltem, ekrana geri döndü
Birkaç yıl önce Antalya Kaya'da eğlence müdürüyken çok değerli bir hekimle tanıştım. "sırtında bir şiş var, gel bana 9 Eylül'e" dedi. Ben de gittim. 15 dakikada taburcu oldum. (Başarılı bir operasyondan sonra)Bu değerli hekim dünya çapında beyin cerrahı Kemal Yücesoy'du. Güzel bir dostluk başladı aramızda. "Besim, hazırlan düğünüme geliyorsun" dedi. Sadelik ve şıklığın bir arada olduğu ender düğünlerden biriydi. Gelinimiz TRT'den Kanal D'ye transfer olan Mehmet Ali Birand'ın talebesi, dünya güzeli Meltem Yücesoy'du. Üç yabancı lisan konuşan Vatikan ve Ermeni dosyalarıyla dikkati çeken güzel arkadaşımı geçen hafta evlendiği için bıraktığı Kanal D Ana Haber'de tekrar görünce çok mutlu oldum. İzmir'in en mutlu çiftlerinden biri Yücesoy'ların İstanbul-İzmir seyahatleri artık gündemde. Bu güzel çiftin her birine işlerindeki başarılarına başarı katmalarını temenni ediyorum.
