• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Biten kimin yazı? HAKAN URGANCI

Biten kimin yazı?

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.08.2015, 00:00
Ağustos sonu geldi. Yine aynı sözleri söyleme zamanı: 'Yahu ben bu yazdan hiçbir şey anlamadım.'
Böyle ifade edeceğiz biten yaza dair yasımızı... Oysa size iyi haberlerim var.
İlki; (ne yazık ki küresel iklim değişiklikleri sonucu) yaz ayları kaydı. Hatırlayın; Haziran ne kadar soğuktu. Temmuz'un ortasına kadar hava ancak ısındı. Yani yaz bir ay kaydı. Temmuz- Ağustos- Eylül, yeni yaz. (Zaten okullar da geç açılacak, malumunuz.)
Ayrıca; yazının ikinci kısmı daha çok İzmirli yazlıkçılar için.
Biten bizim yazımız değil dostlar!
Özellikle Çeşme'nin sakin ve rüzgarsız en güzel dönemi henüz başlıyor. Dolayısıyla biten bizim yazımız değil.
Biten on beş gün ila bir ay tatil yapan kalabalığın yazı.
Biten İstanbullu'dan başkasını adama saymayan, rezervasyonsuz insana kahve içirmeyen kazıkçı esnafın yazı.
Biten karaborsa balığın, biftek fiyatına kumrunun yazı.
Biten otomobil kuyruklarının, park sorununun, trafik magandasının yazı.
Biten Alaçatı'nın sakin kalmaya çalışan bir iki sokağında bile tahammül seviyesini zorlayan müziğin yazı.
Biten minicik kot şortunun cepleri av köpeği kulağı gibi sarkan, apartman topukla Arnavut kaldırımında yürümeye çalışan ablanın yazı.
Biten facebook durum güncellemelerinde bir mesih edasıyla 'Bekle beni Çeşme, ben geliyorum!' diyen delikanlının yazı.
Biten plajda blush haricinde bir şey içmeyen, kendine özgü gazebolarda ahaliden ayrı güneşlenen medyacının, futbolcunun, manken emeklisinin yazı.
Biten, her ay en pahalı otellerde tatil yapıp hiçbir şeyi beğenmeyen, oysa sponsoru (!) el çekse memlekete dönecek parası, evi arayacak kontörü ve de vücudundan başka sermayesi olmayan kenar dilberinin yazı.
Asıl başlayan ise, bütün bir yaz sabırla evinde oturan ve 'kutsal' Eylül ve Ekim'i bekleyen, iznini bile bu tarihlere denk getirmeye çalışan, yazlıkçılık kültürünü bilen, yöreye doymuşların yazı.
Başlayan bollaşmış balığın, rezervasyonsuz masanın, trafiksiz yolun, süslenmeden çıkılan akşamların, çarşaf gibi denizin, ziyarete gelen dostlarla oturulan uzun sohbet gecelerinin yazı.
Başlayan bizim yazımız.

Hacı Memiş'in yenileri

Gezip tozma anlamındaki 'popüler' yaz bitmeden Alaçatı Hacı Memiş mahallesinin isyanına tanık oldum. Bir anlamda Alaçatı'nın 'upgrade' edilmiş versiyonu olan Hacı Memiş, antikacıları, dizaynırları ile klasik yeme içme kalabalığına bir alternatif sunuyordu ama kalabalık burayı da bulunca bu mahalle de alternatif restoran ve barlarını üretti. Bunlardan ikisi de çok tuttu.
Dutlu Kahve'nin yanında açılan Deli Deli'nin devamı durumundaki 'Köyün Delisi'nde sempatik DJ'imiz Tarık görevde. Müzik çok güzel. İçerisi kalabalık ve yaş ortalaması yüksek. Ancak gördüğüm kadarıyla garsonlar biraz gergin.
Yine biraz geride elini attığı her işte başarılı olan acar avukat dostumuz Barış Kaşka'nın Langaza ve Rasathane'si var. Girit asıllı Kaşka, küçük ama başarılı mekanda sınırlı sayıda ot ve soğuk meze, yine sınırlı sayıda sıcak yemek servis ediyor. Ben gittiğimde Rasathane'de sevgili Yekta Kopan'ın imza günü vardı. Yemekte de birlikteydik. Barış, böyle etkinliklere sık ev sahipliği yapacak gibi. Gittiğinizde tahinli kalamarı ve ahtapot tandırı denemenizi öneririm.

Mutlu Sonlar Başka Kitapta Bebeğim

Yazı yazmaya başlama sebebim, asıl keyif aldığım konu olan fantastik kurguya nihayet adım attım. Bundan önce kişisel gelişimle ilgili iki kitap yazmış, son iki kitabımı ise deneme alanında yayınlamıştım.
Kurguyu hep istiyor ancak bir türlü cesaret edemiyordum. Özellikle hayal gücü içeren öyküleri yerli karakterlerle yazmak hayaldi benim gençliğimde. Oysa şimdi başarılı örnekleri var. Yerli polisiye ve fantastik eserler kaleme alan Ahmet Ümit'ler, Doğu Yücel'ler, Gülşah Elikbank'lar var. Biz de altı fantastik öyküden oluşan (ve sonuncu öyküde romana dönüşen) kitabımı Destek Yayınları'ndan okurun beğenisine sunduk.
Sıradan insanların başına sıradışı şeylerin geldiği, kahramanların öldüğü ve basit insanların kahramanlaştığı 'Mutlu Sonlar Başka Kitapta Bebeğim', tansiyonun bir an bile durmadığı heyecanlı, ama çaktırmadan güldüren ve insanı varoluşuna dair düşündüren bir popüler kültür kitabı. Alacakaranlık Kuşağı öykülerini seviyorsanız, tam size göre. Bu hafta kitapçınıza bir sorun bence...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA