Geçtiğimiz hafta, Land of Legends ile başlayan güney maceramızı anlatmaya başlamış, kalanını bu haftaya bırakmıştım.
Bizim ekip, Side'deki antik kalıntılar üzerine kurulmuş klasik Apollonik Cafe'de kahvaltısını yaptıktan sonra Köprülü Kanyon'a doğru yola çıktı. Nehir üzerinde acentaların çoğunun bağlantı kurduğu rafting şirketleri var. Bunların hemen hepsinin de birer tesisi var. Bizim hizmet aldığımız, Anadolu Rafting oldu.
Sağolsun, kadim dostum Koray Akpınar sayesinde neredeyse unutacağım kadar eskimiş rafting rüyam gerçek oluyordu.
NEFES KESEN SOĞUK
Tesiste can yeleği, kask ve kürekle teçhiz edildikten sonra araçlarla turun başladığı noktaya gittik. Özellikle Mayıs ayında azgın olan nehir, Temmuz sonu itibarıyla sakinlemiş oluyor. Yabancı acenteler, özellikle tehlikesiz ve demo niteliğinde olan bu parkura izin veriyorlar. Burada on kişilik şişme botumuzu suya indirip maceraya başladık. İki mola ile birlikte yaklaşık iki buçuk saati bulan bir tur bu.
Botun arkasındaki tur rehberimizin komutu ile ve tempoyla kürek çektik. Sık sık başka acentaların botlarıyla karşılaşıyorsunuz ve rehberler arasındaki tatlı çekişme, size yansıyor.
Botlar birbirlerini ıslatıyorlar. Dere suyuna girmemiş olan, suyun soğukluğunu bilemez.
Gerçekten soğuk, nefesinizi kesiyor.
Bu yüzden ilk kez ıslanmaktan hoşlanmıyor, hatta kaçınıyorsunuz. Ancak bir mini akıntı sırasında ters gelen bottan devrilip suya düştüğümden beri bende hiç korkma ve üşüme kalmamıştı. İşin keyfini iyice çıkardım.
ZIPLINE DENEYİMİ
Aradaki molalarda yüzmek, bir şeyler yemek, hatta zipline ile bir kablonun ucunda nerhri havadan aşmak mümkün oldu. Dönüşümüzde yorulmuş ve çok eğlenmiş bir vaziyette bize (biraz da zorla) satılmaya çalışılan fotoğraf ve videolar için pazarlık yaparken bulduk kendimizi...
Bu aile boyu, güvenli eğlenceyi şiddetle tavsiye ediyorum.
12 ADALAR TURU
Rafting sonrası 4 satlik bir yolculukla Göcek'e vardık ve burada konakladık.
Ertesi sabah, tur teknelerinden biri ile 12 adalar turuna çıktık. Yaklaşık 7 saatlik bu tur, iki gündür yorulan bünyelerimize hayli iyi geldi. Çupra ızgara dahil 80 lira tutuyor bu tur. Binlik, Yassıcada, Akvaryum ve batık bir Bizans hamamının bulunduğu Kleopatra koyu gibi harika destinasyonları keşfediyor, tarihin içinde yüzüyorsunuz.
Son derece ılık Göcek denizi'nden çıkmak istemiyorsunuz. Zira yüzdüğünüz kıpırtısız ılık su, deniz değil adeta plasenta sıvısı! İnsanın tüm stresini alıp götürüyor.
Böyle bir macera turu, Çeşme fiyatlarına alışmış bizim gibiler için, mantıklı rakamlarla da cennet gibi bir tatil yapılabileceğini hatırlatıyor.