Bizim kuşak, hep şu temennilerle büyüdü:
Saçını süpürge etmek.
Vatana millete faydalı evlat yetiştirmek.
***
Bu her anne ve babanın, çocuğunun doğumundan itibaren edindiği dilekler zinciriydi. Hayatını böyle şekillendirdi, evladına da terbiyeyi böyle verdi.
Evet, gerekirse saçını süpürge etti. Yağmur demedi, kar demedi; hamallık etti, gecesini gündüzüne kattı, küfür yeme pahasına prensiplerinden ödün vermedi.
Hayali, vatana, millete faydalı evlat yetiştirmekti.
2000'li yıllara kadar bu toplum projesi tıkır tıkır işledi ama ne zamanki bencillik sardı yürekleri, bu emek çabası rafa kalktı.
"Senden önce ben", "Ondan önce oğlum", "Kızım okumasa da olur, bana yardımcı lazım" zihniyeti baş gösterdi.
Anne ve babalar, yine saçını süpürge ediyor ama topluma armağan etmiyor, artık kendine yontuyor.
***
Oysa bu toplumun çimentosu olan pek çok örnek var geçmişten bugüne yansıyan...
Örneğin çocukluğumdan bir öğretmeni tanıyorum ben, eşi Armağan hanımla birlikte hayatını çocuklarına adayan... Onlara iyi bir gelecek kazandırmak için, yıllarca, yurdun dört bir yanında, çeşitli okullarda matematik öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra, bununla yetinmeyip emekliliğinde bile çalışan, bisikletine atlayıp öğrenci öğrenci dolaşıp ders veren bir idealist eğitimciyi...
Bugün yaşı 80'i aştı ama gidin sorun, Matematiği yutmuştur; benim diyen birçok genç eğitimciden daha net yanıtlar size sorunuzu...
Çok yakından yaşadım büyük dayımı... Çünkü bana da sabırla, matematiği sevdirmeye çalıştı, bu uğurda hiç yılmadı, ben bittim o bitmedi. Bu süreçte ondan aldığım ışık yaşam mücadelesinde bana hep yol gösterdi.
Bugün çevremizde, onun yetiştirdiği, gurur duyduğu pek çok genç var.
İzmir'de büyüyüp, mesleklerinin en iyisi olan birçok insanda onun payı vardır, eminim.
Üç çocuğu da bugün mesleklerinin zirvesinde...
Adı Sırrı İşlekel...
***
Çeşmeli Sırrı İşlekel iki oğul, bir kız yetiştirdi bu topluma...
Biri Prof. Dr. Sertaç İşlekel, Türkiye'nin sayılı beyin cerrahlarından... Onun sayesinde yüzlerce kişi sağlığına kavuştu.
Eg Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bir marka. Yenilikçi, duyarlı, babası gibi her yere yetişen bir bilim adamı... Bilimsel makaleleri birçok dile çevrildi. Hasta uyanıkken beyin ameliyatı yapacak kadar donanımlı ve cesur bir doktor...
Kardeşi Ertaç İşlekel de Sertaç gibi etkin bilim adamı...
Başarılı, yaratıcı, araştırmacı bir doktor... Eşrefpaşa Hastanesi'nde görevli; hayatını hastalarına adamış bir bilim insanı...
Küçük kızı Sevgin ise İstanbul'da yıllardır... Diş hekimi, duyduğumca çevresinde de çok sevilen bir uzman... Muayenehanesine korkuyla gidenler, gülerek çıkıyormuş...
***
Sırrı İşlekel, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün, ülkesinde çağdaş eğitim modelini benimsetmek için attığı adımlardan feyz alan 1930'lu yılların gençlerinden sadece biri...
Bu yüzden idealist bir eğitimci ve donanımlı bir baba...
Atatürk'ün izinde giden, çocukları ve gençleri, bilgili ve vatansever şekilde yetiştirmek için her imkanı zorlayan, pes etmeyen, "Ben bu Matematiği anlamıyorum" lafını asla duymak istemeyen, öğretmek için şiddeti değil empati anlayışını eğitim felsefesi olarak kabul eden bir öğretmendi o...
Bisikletiyle İzmir'i karış karış ezberleyen bu idealist öğretmenin tek ödülü, "Memlekete hayırlı çocuklar yetiştirmişsin" sözünü duymaktır.
Onun gibi insanlar için, daha ötesi de yoktur.
Çünkü o Atatürk'ün öğrencisidir; "Hayatta en hakimi mürşit ilimdir" diyen bir dünya liderinin...
Çevrenize bir bakın, onun gibileri kaldı mı?
Kaldıysa hala bir umut var demektir.
***
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü... Ülkemizde her türlü yaşamsal ve sistemsel zorluğa karşı koyan; topluma yön veren, çağdaşlığın simgesi öğretmenlerimizin günü...
Aralarında sevgili eşim de var, benim de yetişmemde emek veren öğretmenlerim de...
Hepimiz onlara çok şey borçluyuz.
Ellerini öpün, sarılın ve gönüllerini alın. Gözlerinde göreceğiniz ışık size çok şey anlatacaktır.
GÜNÜN SÖZÜ
Mum olmak kolay değildir, ışık saçmak için önce yanmak gerek...
Mevlana
BİRAZ DA GÜLELİM
Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede "Adem ve Havva Cennet Bahçesinde" tablosunun karşısına geçmişler.
Alman:
- Şu vücutların mükemmelliğine bakın. Adem ile Havva Alman olmalı.
Fransız:
- Havva ne kadar dişi, Adem ne kadar erkek. Bu kadar seksi olduklarına göre Fransız olmalılar.
Türk:
- Yok, yok, bunlar kesin Türktür. Baksanıza, üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok. Zavallılar hala kendilerini cennette sanıyor!