Hayatta üç şeyi iyi öğrendim. Önyargılı olmamayı, eleştiri yapmaktan kaçınmamayı ve de takdir etmeyi.
O yüzden iyi işler yaptığında bravo Sayın Tuna da dedim. Zaman zaman görüşümü ileri sürüp kendimce uyarılarda bulundum.
Göztepe camiasını iyi bilirim. O camianın tüm bireyleri 7/24 Göztepe düşünür.
Göztepe ile yatar, Göztepe ile kalkar.
Bu gerçeği unutmamak gerekir. Pazartesi akşamı oynanan Gençlerbirliği maçı gösterdi ki ilk yarıda sağlanan kredi cepten yenmeye devam ediyor. Devre arası iyi oyuncu kolay bulunmuyor. Buna karşın Poko mücadeleci yapısıyla katkı yapacak.
Demba Ba ise bir kaç hafta sonra daha faydalı olacak. G.Birliği maçında üç oyuncunun eksikliğini çok hissettik. Özellikle Beto ve Castro çok arandı.
GÜNAY KÖTÜ DEĞİLDİ
Aslında birinci gol hariç Günay çok kötü değildi. Tabii topu oyuna sokmakta sıkıntısı vardı. Beto bu anlamda çok özel. Castro başlı başına bir fenomen. Atakları başlatan, yönlendiren ve gol hüneri yüksek bir oyuncu. Ama standardı olmayan kartlar onu da eksiltmişti. Düşünün beş metreye kurulan barajı gösterdi diye sarı kart görmüştü. Ne diyelim.
Kadu da çok önemli.
Bu üçlü Pazar günü sahada olacak diye umuyorum.
NE PAHALI OLAN, NE GENÇLER
Bu kadar eksiğe karşın ne en pahalı olan, ne dinamik olanlar cesaret edilip sahaya sürülemedi. Hiç değilse sonradan yapılan tercihlerde bunlar dikkate alınabilse.
Göztepe'nin bu kadar çok puanı olmasa ben de anlayışla karşılarım. Ama üç maç üst üste oynatılsa birileri daha kazanılabilir. O durumda da kadro derinliği artabilir. Maç öncesi genç Serkan ne dedi biliyor musunuz? "Ligi sonunda biz de şans bulmayı umuyoruz." Mesaj yerine gitmiştir umarım. Son sözüm Kosanoviç'e. Diğer arkadaşların kolay kart görüyor doğru ama sen de ne "uf" oluyorsun, ne de "uf" yapıyorsun.
Tabii ki kart da görmüyorsun.