Ligde, derdi tasası kalmamış Ankaragücü gibi takımlar, büyüklere karşı daha bi özgür davranır, daha bi yaratıcılıklarını kullanırlar. Çünkü; böylesi karşılaşmalar, müthiş bir vizyondur, piyasa yapmaktır, özellikle de yabancılar için...
Düdüğün ötmesiyle Ankaragüçlü'lerin, Beşiktaş'ın yatak odasına çöreklenmesi ve de sağlı sollu ataklarla kaleci Karius'u bunaltmaları, hep bu nedendendir bana göre...
Bu aşırı hırsların, geçmişte hep yaşadığımız gördüğümüz başka nedenleri de vardır ama, neyse konuyu fazla kaşımayayım. Bu boğulmalar yaşanırken, sürpriz bir atakla buluşturdular Burak'ı... Şahane vuruşuyla öne geçti Kara Kartallar ama, değmeyin sonrası gelişen olaylara! Tako'nun direği sıyıranını mı ararsın... Altan ve ardından Sedat'ın Karius'u yerlerde süründürdüğü vuruşlarını kıl payı kurtarmasını mı ararsın!
Bir sağdan, bir soldan geliştirdiği ataklarla Beşiktaş'ı, anasından doğduğuna pişman etmelerini mi? Hangi birini yazmalı acaba, şaşırdım!
SONRADAN ORTAYA ÇIKTILAR
Ha! Adamlar, sürekli haldur huldur gelirken, amiyane tabirle ümüğüne çökmüşken, nerde Ljajiç? Nerde Güven? Nerde Dorukhan ve o hayalet Lens? Neredesiniz bilader?
Şampiyonluğu kovalayan bir takım, hele hele kendi evinde, bu kadar aciz kalır ve bu kadar mı dayak yer yahu? İkinci yarı ilerlerken, acizlik sürüyordu yine... Ancak Vida'nın, rakibinden topu kaparak hücuma katılması ve bunun sonucunda gole adını yazdırmasıyla, çıbanları patladı Kartallar'ın... Her nedense 'Esas Oyuncular', böyle rahatlamadan sonra sahneye çıkıyorlar! Penaltıyı yaptıran Atiba'yı, o vuruşu çeviren Burak'ı, Vida ve de Gökhan Gönül'ü baş tacı yaparak bir kenarda tutalım, Ljajiç ile Dorukhan, ortalık süt liman olduktan sonra çıktılar piyasaya! Her neyse...
Fazla kafa ütülemeyelim... Menzile varmak için, kötü oynayıp kazanmak da önemli...
Yalnız! Dün akşam alınan bu dört faklı sonuç için, başta yedi kurtarış yapan Karius, Atiba, Gökhan ile Burak'a dua etsinler. Hatta, öpsünler alınlarından...