Ligde artık puan veya puanların aslanın ağzına değil, midesine indiği dönemlerdeyiz.
Her puan değerli, hele galibiyetler şahane. Göztepe'nin ligdeki ilk yılındaki başarısı Türkiye çapına yayıldı ya, artık İzmir'e deplasman yapan takımlar sarıkırmızılı takımı frenlemek için tedbirler alıyor.
Özellikle Jahovic'e önce ön libero basıyor, ardından bir defans oyuncusu daha. Dolayısiyle rakibi çözme işi kanatlardan Halil ve Gouffran'a düşüyor. Halil adam eksiltmekte, çabukluğuyla çok hünerli ama, götürdüğü topları ortalarda değerlendirmede eksikliği var. Dün Konyaspor önünde de ya rakip defansa ya da kaleci Serkan'a yaptı ortaları.
TRAORE'Yİ ÇOK ARADIK
Traore'nin Göztepe için ne kadar önemli bir silah olduğu dün gece bir kez daha ortaya çıktı. Konyasporlular onun yokluğunda ataklarını hep onun kanadından yaptılar, tehlikeli oldular.
Anlı şanlı hakemimiz Hüseyin Göçek dün çok kötü günündeydi. İlk yarıda Selim'in Jahovic'e yaptığı harekete penaltı verip bu futbolcuya sarı kartını çıkaran Göçek aynı futbolcunun 50. dakikada elle attığı gole ikinci sarı kartı çıkarıp Selim'i oyun dışı etmeye cesaret edemedi. Göztepe genelde sezonun en kısır maçlarından birisini yaşadı.
BETO KALİTESİYLE FARKLI
Göztepe'de kaleci Beto yine mükemmel kurtarışlarıyla takımını ateşledi.
Rotman akıllı ve etkili, Halil çalışkandı.
Konyaspor'da Selim takımına puan kazandırmak için çok çaba gösterdi.
Hele Skubic'in kaçırdığı gol inanılmazdı.
Sonuçta Göztepe bu en kritik maçta yine muhteşem taraftarının inanılmaz desteğiyle kazandı, Konyaspor son dakikalarda bastırıp gol ararken "Yallah cinler yallah, kış kış cinler kış kış" tezahüratı bana göre maçın özeti gibiydi...