Gezi olayları sırasında sokağa çıkan profile şu soruyu sormuştum: İktidara kimi getirmek için sokağa çıktığınızın farkında mısınız?
Aynı soruyu şimdi, başbakana karşı yürütülen insafsız ulusaşırı komploya destek veren çağdaş, laik, Kemalist ve sözde Atatürkçü, öfkesi aklının önüne geçen 'aydın'lara da sormak istiyorum...
Kimi iktidara getirmek için bu çabanız?
Türkiye sosyolojisi ve ona yönelik çalışmaların tümüne bir arada baktığımız zaman şu gerçeği görmemek imkansız:
CHP'nin ve onun liderinin, bugün sunduğu anakronik içerik ve beceriksizlik antolojisi bagajıyla iktidar olabilme ihtimali yok.
O halde ne yapmaya çalışıyorsunuz? Veya hangi oyunda kullanıldığınızın farkında mısınız?
Okumamızı biraz da tersinden yapmaya çalışalım:
Kendi varlığını imha etmek, toplumda büyük bir negatif tepki almak pahasına siyasal alana giren ve Erdoğan'ı öteleyerek alan açmaya çalışan Cemaat'in fonksiyonu ne?
Ulusaşırı finans çevreleri, Erdoğan'ı Atatürkçüler iktidar olsun diye mi ötelemeye, siyaset alanı dışına itmeye çalışıyor?
Türkiye'nin sosyolojisi sofistike de olsa bir komployla ve bir seçim ile değişmeyeceğine göre...
Olan biten siyasal alanı boşaltma çalışmasıdır.
Bu çalışmada Cemaat ve Atatürkçüler feda edilip, yeni aktörlere alan açılmaya çalışılıyor.
Bu yeni aktör kim olabilir?
Hiç kuşkusuz Türkiye'nin sosyolojisi ile uyumlu (yani AK Parti'den daha dindar) ve fakat Batı'ya göbekten bağlı bir iktidar hazırlığı ile karşı karşıyayız.
Cemaat'in böyle bir Türkiye için kendisini feda etmesini anlayabilirim...
Ama Atatürkçüler'in böyle bir Türkiye için kendilerini kullandırtmalarını anlamak mümkün değil ve hakikaten acı verici.
Öyle ya da böyle İslamcı hareketleri merkeze taşıyan ve laiklikle barıştıran, Ortadoğu'ya laiklik tavsiye eden, beğenirsiniz beğenmezsiniz ama milli olduğundan şüphe duyulmayan bir iktidara karşı Atatürkçüler'in bu 'yeni plan'ın yanında durması insana tuhaf bir hüzün veriyor.
Atatürkçülüğün entelektüel kadroları tembelleştiği için de, yaşanan bu süreç bir türlü ayrıntıları ile tartışılamıyor.
Örneğin, bu tarihsel dönemeçte, Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında durmanın en sağlam Atatürkçü pozisyon olduğu anlaşılamıyor.
Yine de ben, örneğin İzmir'in derin ve çağdaş ferasetine güveniyorum.
Atatürkçü İzmir'in, Batı'ya göbekten bağlı bir şeriat iktidarı çalışmasına karşı, Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında duracak muhakemeyi kendi içlerinde yapabileceklerine inanıyorum.
Tuhaf zamanlardan geçiyoruz...
Cemaat ile Kemal Kılıçdaroğlu CHP'sinin iş birliği yaptığı ve bir cephe oluşturduğu bu günlerde...
Atatürkçülerin yanı elbette AK Parti olmalıdır... Ve olacaktır.
Tamam, Atatürkçüler uzun vakitlerdir iktidardan çok uzağa düşmüş ve yeni siyaset üretememiş olabilirler ama, bu ülkenin 'Kurucu Dinamiği' olarak bu kadar basit bir tuzağa da düşecek değillerdir.
Temel ilkelere, Kuruluş Felsefesi'ne bir dönüp bakmak bile, Atatürkçüler için siyasal haritada yeni bir pozisyonlanmayı zorunlu kılıyor.
Hem de çok acil olarak.
