• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Trump, derin ABD ile anlaştı mı? BÜLENT ERANDAÇ

Trump, derin ABD ile anlaştı mı?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28 Kasım 2024, 22:43

Amerika'da Trump başkanlık koltuğuna 20 Ocak'ta resmen oturacak. Trump'ın Derin Amerika (Müesses Nizam) ile barışıp barışmadığı, koltuğa oturmadan önceki temasları ve göreve getirmeye hazırlandığı bakanlarının ilginç özellikleri tartışmaları sürüyor. İki suikasttan kurtulan Trump'ın yeni bakanlarına yönelik manidar bir olay oldu. Trump'ın kritik mevkilere getirmek istediği, Ulusal Güvenlik Danışmanı, Dışişleri Bakanı, Savunma Bakanı, CIA Başkanı, BM temsilcisinin Siyonist-Evanjelist özellikleri, Çin ve İran düşmanı oluşları stratejik masalarda değerlendirilirken, Trump'ın yeni kabinesinde görev vereceği bazı isimlere bombalı saldırı tehditleri gönderildi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Trump'ın ABD'nin BM Daimi Temsilciliği adayı ve iki bakanına tehdit geldiğini açıklarken, Trump'ın sözcüsü Karoline Leavitt, görev için aday gösterilen isimlerin, kendileri ve ailelerinin yaşamıyla tehdit edildiğini dile getirdi.

BIDEN'A BİLGİ VERİLDİ
ABD'nin Siyonist-Evanjelist özellikleri ile tanınan BM Daimi Temsilcisi olarak gösterilen, New York Kongre Üyesi Elise Stefanik, ailesinin bombalı saldırıyla tehdit edildiğini açıklayan ilk isim oldu. Stefanik'in ofisinden yapılan açıklamada, Kongre üyesinin kocası ve üç yaşındaki oğluyla birlikte Washington DC'den New York'a seyahat ettiği sırada saldırı tehdidinden haberdar olduğu söylendi. Trump'ın Ticaret Bakanı milyarder iş insanı Howard Lutnick, ABD Çevre Koruma Ajansı Bakanı olacak Lee Zeldin, Tarım Bakanı Brooke Rollins, İskan Bakanı Scott Turner ve Çalışma Bakanı Lori Chavez- Deremer de bombalı saldırı tehdidiyle karşı karşıya kaldıklarını açıkladı. Tehditler hakkında ABD Başkanı Joe Biden'a da bilgi verildiği belirtildi. Amerikan tarihinde petrol ve çelik önemliydi. Devletin omurgasında bu işi yapanlar önemli yer alıyordu. Sonra gelen dünya savaşları ve atom bombası, silah endüstrisini daha da büyüttü. Trump'ın ilk göreve geldiğinde, küresel kararlarda petrolcüler-silahçılar- kimya baronları söz hakkını ellerinde tutuyorlardı. Bunlara teknoloji devleri de eklenmişti. Bunlar, Trump'ı ilk döneminde sarsan, erozyona uğratan odaklar oldular. Hatırlayalım: Amerikan Başkanı Twitter'dan atılıyordu. Sosyal medya ambargosu yiyordu. Şaka gibi ancak durum böyleydi...

İKİNCİ TRUMP DÖNEMİ
Trump ikinci dönem başkan yardımcılığına teknoloji baronu PayPal'ın kurucusu, Facebook'un akıl hocası yatırımcısı Peter Thiel ve himayesindeki David Sacks ile efsanevi isimler Marc Andreessen ile Ben Horowitz'in adamı Vance'i seçti. Vance ismi ilan edildikten sonra CIA'in altın çocuğu Peter Thiel, pek çok teknoloji devini kontrol eden, yöneten beyindi. Bir de önde görülen etkileyici bir isim daha vardı: Elon Musk... Trump seçimleri bu sefer, Derin Amerika'nın en güçlü kanadı teknoloji baronları ile kazandı. Trump, çok kızdığı Facebook patronu Zuckerberg ile yediği akşam yemeği de gazete manşetlerine çıktı. İkili arasındaki gergin ilişki, Ocak 2021'deki Kongre baskınının ardından Trump'ın Facebook hesabının kapatılmasıyla zirveye çıkmıştı. Bu görüşme, Derin Amerika'nın adamı olarak bilinen Zuckerberg'in, Trump ile olumlu ilişki kurma yönündeki bir girişimi olarak yorumlandı. Konuya ilişkin bilgisi olan üç kaynak New York Times'a yaptığı açıklamada, görüşme talebinin son on yıldır Trump ile gergin ilişkisi olan Zuckerberg tarafından geldiğini dile getirdi.

TÜRKİYE'NİN HAZIRLIĞI
2024 ABD Başkanlık Seçimleri sırasında Zuckerberg, herhangi bir başkan adayına desteğini açıklamadı. Trump seçim öncesi, Zuckerberg aleyhinde açıklamalarda bulunmaya devam etti. Temmuz ayında kendi sosyal medya platformu Truth Social'da Meta CEO'su için kullandığı bir takma adı kullanarak "Zuckerbucks, dikkatli ol!" mesajını yazmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın yaptığı açıklamalar, Trump'ın görevi devralmasının ardından ABD'nin önemli küresel konularda nasıl bir politika izleyebileceğine ilişkin Ankara'da ayrıntılı analizlerin yapıldığını gösteriyor. Bilindiği gibi, Trump, 20 Ocak'ta göreve başlayacak kabineye Dışişleri Bakanı olarak Marco Rubio, Savunma Bakanı olarak Pete Hegseth, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak Mike Waltz, İsrail Büyükelçisi olarak Mike Huckabee gibi İsrail yanlısı ve hatta Filistin karşıtı sayılabilecek isimleri atadı. Ekibin genel özelliğinin Rusya karşıtlığı ve İsrail yanlılığı olduğu vurgusu yapılıyor ve bu durumda Trump'ın İsrail-Hamas ve Rusya-Ukrayna savaşlarını söz verdiği gibi kısa sürede nasıl sonlandıracağı merak uyandırıyor.

FİDAN'IN ANALİZLERİ
Fidan, Trump'ın kurduğu kabinenin ortaya koyduğu "çelişkiler" ile ilgili de şöyle konuştu: "Temelde iki husus var. Birincisi, eğer kabineye bakarsanız, görülen emare, bu kadar İsrail yanlısı bir kabinenin Netanyahu'nun bütün yayılmacı emellerini destekleyeceği yönünde. İkincisi ise Trump'un 'Ben savaşları bitirmeye geliyorum, yeni savaş çıkarmaya değil' diyor olması. Bu sözünü esas alırsanız, buradan hareketle tam aksi yönde bir emareden söz etmek de mümkün. Şimdi bu iki farklı, iki tezat emarenin birbirini ne kadar dengeleyeceğini, bunun bölgeye nasıl yansıyacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz." Dışişleri Bakanı Fidan, yapılan değerlendirmeler ışığında, Trump'ın küresel konularda radikal adımlar atmak için biraz bekleyeceğini düşündüklerini söyledi. Fidan, bu değerlendirmesini, "Benim Trump'tan aldığım izlenim, belli konularda söylemi devam ettirip kritik konuları ilk başta biraz akışına bırakacağı yönünde. Çok fazla radikal karar almayabilir. Radikal karar alacağı belki de en önemli husus, kendi eviyle, yani Amerika ile ilgili. Özellikle göçmenler meselesine dair yaptığı vaatleri yerine getirmek" ifadeleriyle somutlaştırdı. Dışişleri Bakanı'na göre Trump, jeopolitik sorunlarda "bekle gör politikasını" veya öteleme politikasını tercih edebilir. Buna rağmen, Trump'ın ilk aşamada daha aktif olacağı konunun Rusya-Ukrayna savaşı olacağı Ankara'da yapılan tahminler arasında.

SONUÇ
Trump Amerikan askerlerini Suriye'den çeker mi? Türkiye, iki bölgesel savaş dışında ABD'nin özellikle Suriye'de nasıl bir politika izleyeceğine, bu ülkedeki askeri varlığını sonlandırıp sonlandırmayacağını yakından takip ediyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'nin "Suriye'de asla teröristan kurdurmayacağız" sözüyle gösterdiği kararlı duruş unutulmamalıdır. Amerika askerlerini çekmese de Türkiye, PKK-YPG-SDG'ye Kuzey Suriye'yi mezar yapmaya kararlı olduğunu, yeni ABD Başkanı Trump'ın enine boyuna düşünmesinde büyük fayda var. NOKTA

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.