Bayrak yarışı gibi, alternatif yatırım araçlarından birisi öne çıkıyor, sonra bayrağı diğerine aktarıyor. Dolar uzun soluklu koşusunu tamamladı, ama bayrağı henüz bir yatırım aracına vermedi. Hisse senedine verir gibi yaptı, hisse senedi biraz koştu ve durdu. Bugünlerde altın bayrağı almaya hazırlanıyor gibi görünüyor. Gerçekten altın bayrağı alabilecek mi?
Sorunun yanıtını sağlıklı verebilmek için altının 2011 yılı performansını değerlendirelim...
Altın, geçen yılı da son 10 yıldır olduğu gibi yükselişle yani pozitif getiriyle kapattı. Üstelik yıllık toplam talep de 4.067 tona ulaştı. Talebin parasal karşılığı ise 205 milyar dolar civarına ulaşıyor. Dünya Altın Konseyi'ne göre 4 bin tonun üzerinde altına yapılan talebin temel nedenleri şöyle: Öncelikle Euro Bölgesi sorunlarına bağlı olarak finansal istikrar istemi geliyor. Bir yerde güvenli liman ihtiyacına yönelik altın talebi diyebiliriz. Diğer nedenler ise bazı ülkelerdeki yüksek enflasyon oranları, altın fiyatlarının yükseleceği beklentisi ve alternatif yatırım araçlarının göreceli olarak altına göre getirilerinin düşük kalması şeklinde sıralanıyor.
PETROL İLİŞKİSİ
Altın fiyatlarını etkileyen bir faktör daha var, petrol fiyatları. Petrol üreticisi ülkelerin yatırım alışkanlıkları içinde altın ve gayrimenkul ağırlıklı yer alıyorlar. Ayrıca, şu eklemeyi yapmamızda fayda var, son yıllarda biraz diğer ülkelerde firmalara fonlar kanalıyla yatırım da yapıyor. Bu yüzden petrol fiyatları yükseldiğinde belli bir gecikmeyle altın fiyatları da yukarı çıkıyor. Daha açık bir ifadeyle, petrol ile altın fiyatları arasında güçlü pozitif korelasyon istatistiki yöntemler kullanılarak ispatlanabiliyor.
Hatırlayalım, 2000'lerin başında başlayan ve halen süre giden gevşek para politikaları sayesinde başta gelişmekte olan ülkeler hızla büyümüşler, bu yüzden petrol fiyatları 30 dolarlardan 150 dolarlara kadar çıkmıştı. Aynı süreçte, altın fiyatları da süreç başlangıcında 270 dolarlardan 1000 dolara kadar çıkmıştı. Ancak, kriz ile beraber paralellik bozulmuştu. Çünkü, küresel ekonominin küçülmesiyle petrol talebi hızla gerilediğinden fiyatı düşmüş, buna karşın güvenli liman güdüsüyle altın talebi zirve yaparak fiyatın aşırı yükselmesine neden olmuştu.
Merkez Bankası'nın hükümete enflasyon hedefinin tutmamasına yönelik yazdığı mektupta 2012 yılı risk faktörleri içinde petrol fiyatlarının artacağı da yer almıştı. Gerekçesi de petrol arzı sorunları şekilde öne sürülmüştü. Dolayısıyla, petrol fiyatlarında son günlerde yukarı yönlü baskı oluşması önümüzdeki günlerde altın fiyatlarını yukarı itebilir.
Gelelim sorumuzun yanıtına, altın fiyatları yükselir mi 2012 yılında?
Öncelikle şu vurgulamayı yapalım, bazı yatırım bankaları gibi yıl sonu fiyat öngörü yapmak doğru değil. Citigroup iki hafta önce yayımladığı raporda altın fiyatlarının 2200 ile 2500 dolar arasında kapatmasını beklediklerini yazdılar. Birkaç mali kurumunda öngörüsü 2012 sonunda 2000 dolarlara rahat ulaşacağı yönünde.
ARZ SINIRLI
Geçen yıl altın talebinde yatırım amacı ağırlıkta olurken, üretimde kullanım amaçları da ikinci sırada kalmış. Mücevher altın talebi ise 2010 yılı performansına ulaşamıyor. Çok büyük olasılıkla bu yılda da hem kurumsal hem de merkez bankaları düzeyinde yatırım amaçlı altın talepleri etkili olacak. Küresel ekonomilerin büyüme hızlarındaki gerilemeye bağlı olarak mücevher altın talebi 2011 yılında olduğu gibi geriden gelebilir.
Talep cephesine bakalım, altın fiyatlarının, bu yılın ikinci yarısı itibarıyla küresel belirsizliğe bağlı olarak artma olasılığı yüksek görünüyor. Tabii, yıl içinde Çin ve Hindistan'ın altın talepleri de fiyatlara yukarı yönlü etki yapacak. İki ülkenin yatırım amaçlı ve mücevher altın talebi neredeyse toplamın yarısını kapsıyor. Arz cephesindeki gelişmelerde fiyat artışına katkı yapıyor. 2011 yılında maden üretimi sadece yüzde 4 artmış. Aynı zamanda, geri dönen altın da yüzde 2'de kalmış. Talep arıyor buna karşın arz sınırlı kalıyor. Altına yatırım yapılabilir mi sorusunun yanıtıyla sonlandıralım. Evet altın alınır. Ama kısa vadede fazla bir getiri beklememek kaydıyla...
