İzmir'deki belediyelerde son dönemde bir asgari ücret yarışıdır gidiyor.
"Bornova'da en düşük ücret 5 bin 890 lira oldu", "Balçova'da asgari ücret 4 bin 300 lira", "Buca'da 5 bin liranın altında maaş kalmadı" şeklindeki haberler havada uçuşuyor. İyi güzel... Tabii ki, emek karşılığını bulmalı. Ancak madalyonun bir diğer yüzü olduğu da unutulmamalı.
Bir kere şu net olarak bilinmeli: Belediye başkanları bu paraları kendi cebinden değil halkın cebinden veriyor. Örneğin, İzmir'in önde gelen işadamlarından biri olan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ'un kendi şirketlerinde çalışan personele ne kadar maaş verdiğine bir bakmak gerekiyor. İduğ, halkın parasıyla şov yapmayı bıraksın ve bunu bir açıklasın da görelim...
ÖNCE BANKAMATİKLER GİTMELİ
Öte yandan başkanların belediyelere, liyakat sahibi olanları değil partilileri ve eş dost akrabasını doldurdukları da bir vakıa. İzmir'deki birçok belediyede yüzlerce bankamatik çalışan var. Bunlar işe bile gelmeden maaş alıyor. CHP İl Yönetim Kurulu'ndaki birçok isim bile belediyelerde çalışıyor gözüküyor. Hal böyleyken başkanların çıkıp, "En düşük maaşı şu kadar yaptım" demelerine sakın prim vermeyin. Bu halkın kesesinden şov yapmaktan başka bir şey değil. Eğer, bu belediye başkanları gerçekten halka hizmet etmek istiyorlarsa önce belediyelerinde çalışmadan maaş alan bankamatikleri temizlesinler ve işi partili-eş-dost-akrabaya değil liyakatı olana versinler. O zaman gerçek manada halkın başkanı olurlar.
Bir Tuncay Özkan vardı, ne oldu ona?
CHP İzmir'de özellikle il ve ilçe kongrelerinin yapıldığı dönemlerde bir Tuncay Özkan fırtınası esiyordu. Yerel seçimlerde genel başkan yardımcısı sıfatıyla Çeşme, Çiğli ve Buca'da başkan adaylarını bizzat belirleyen Özkan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun desteklediği İl Başkanı Deniz Yücel ile ittifak kurup birçok ilçe başkanını da belirlemişti.
Özkan'ın İzmir'in siyasi patronluğu konusunda Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in önüne geçtiği her yerde konuşulmaya başlamıştı. Özkan, Çiğli, Buca ve Çeşme'nin ardından Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ'u da büyük ölçüde kendi saflarına çekmişti.
AĞIRLIĞI GİDEREK AZALDI
Ancak Özkan, kurultayda delegeden tokat yiyip Parti Meclisi'ne giremeyince dengeler değişti. Bu nedenle genel başkan yardımcısı olamayan Özkan'a teselli ikramiyesi olarak Genel Başkan Başdanışmanlığı verilse kendisinden koptu.
DRAMATİK BİR GÜÇ KAYBI
Tuncay Özkan ne zamandır İzmir'de pek ortalarda gözükmüyor. En son geçtiğimiz hafta Kılıçdaroğlu ile birlikte İzmir'de gözüktü ancak CHP liderinin yer aldığı Çiğli Tramvayı temel atma törenine bile katılmadan kentten ayrıldı.
Artık, "Bir Tuncay Özkan vardı, ne oldu ona?" deme noktasına geldik. Özkan'ın İzmir'deki bu dramatik güç kaybını görünce aklıma o meşhur nasihat geliyor:
Ne oldum deme, ne olacağım de!