İzmir, bu yıl önceki dönemlerden çok daha kötü kokuyor. Pis koku, özellikle sıcak havalarda dayanılmaz boyutlara ulaşıyor.
Bu kötü kokunun artmasının nedeni olarak bütün oklar Büyükşehir Belediyesi'ne ait Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'ni gösteriyor.
Tesisin verimli çalışması için şart olan 4. etap ihalesi 10 yıldır yapılamıyor. Tesisin şu anda yüzde 30 kapasiteyle çalıştığı ve pis suları arıtmadan denize verdiği öne sürülüyor.
TESİSTE NELER GİZLENİYOR
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve Büyükşehir Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal geçtiğimiz günlerde bölgede basın açıklaması yaparak bu duruma dikkat çekti. Belediye atık su arıtma tesisine 2.5 kilometrelik mesafede, kamuya açık olması gereken yolda güvenlik görevlileriyle birlikte Sürekli ve Hızal'ı önlerini etten duvar örerek durdurdu. Güvenlik görevlerinin sanki taşkınlık yapacak bir topluluğa müdahaleye hazırlanıyormuş gibi "tekmil nizam duruşunda" tutulması da tam bir kabalıktı. Bu durum da tesiste neler gizlendiği sorusunu akıllara getirdi.
İZMİRLİNİN BİLME HAKKI VAR
Yaşanan tartışmalar nedeniyle bu tesisin düşük kapasite ile çalıştığı ve fonksiyonunu yerine getiremediği konusu arka planda kaldı. Olayı sanki arıtma tesisine baskın yapılmaya çalışıldığı yönünde bir algı operasyonuna çeviren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iddialara cevap vermesi gerektiği gerçeğini unutturmayı başardı. Bunun lamı cimi yok! Soyer, madem şeffaflık sözü verdi o zaman bu atık su arıtma tesisini mutlaka bağımsız uzmanların gözetim ve denetimine açmak zorunda.
Hem tesisin 2.5 kilometre ötesinde yol kesip hem de zeytinyağı gibi üste çıkmakla İzmir'in koku sorunu çözülmüyor. Biz çözüm istiyoruz Tunç Bey, algı operasyonu değil.
Büyükşehir'de promosyon skandalı!
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde çalışanlara banka promosyonu olarak anlaşma yapılan banka tarafından 27 bin lira ödeneceği açıklandı. Ancak belediyenin spor kulubünde çalışanlara ise, tek kuruş ödenmeyecek. İddiaya göre Kulüp Başkanı Ersan Odaman, bir bankadan gelecek promosyon parasını kulubün kasasına koyacak. Kulüp bünyesinde çalışan ancak kadrosu belediyeye ait İZELMAN şirketine bağlı gözüken personel, 27 bin lira alırken, kadrosu kulüpte olanların para alamayacak olması iş barışını dinamitleyecek. Sizlere promosyon konusunda kulüpte örgütlü sendikanın işyeri temsilcisinin Odaman ile tartıştığını aktarmıştım. Bizim yazımızın ardından bu kişinin temsilcilik görevinden alındığını duydum. Ayıp diye bir şey var. Çalışanların hakkını aradı diye bir çalışana bu nasıl yapılır?
"Özkan'ın eşinin halası Buca'da çalışmıyor"...
İzmir'de hafta sonu bir iddia gündeme geldi. Bu iddiaya göre CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan'ın eşinin halası Buca Belediyesi'nde işe alınmıştı. Tabii böyle bir şey, şayet gerçekse, büyük haberdi. Biz de bu iddianın peşine düştük. Belediye Başkanı Erhan Kılıç'ı aradık. Kılıç, iddiayı kesin bir dille yalanladı ve "Ne şimdi ne de geçmişte söz konusu kişi hiçbir şekilde Buca Belediyesi'nde çalışmamıştır. Ben bu iddiayı dillendirenlere de bunu söyledim. İsterseniz yazılı resmi açıklama da yapabilirim" dedi. Aktarmış olalım. Siyasetçileri ve belediye başkanları tabii ki eleştirilmeli, hatta hataları varsa yerden yere de vurulmalı... Ancak olmayan şeyler üzerinden yargısız infaz yapmak da çok yanlış olur...