Bolu Kartalkaya'da çıkan otel yangınının acısı halen yüreklerimizden gitmiyor. Faciayı akılda tutarak, çıkarılacak derslere odaklanmamız gerekiyor. Yangın, insanlık tarihinin en eski tehditlerinden biri olarak kabul edilse de, uzmanlar yangını "önlenebilir bir felaket" olarak tanımlıyor.
Geçtiğimiz günlerde İzmir İtfaiye Daire Başkanı Yaşar Korkmaz ile yaptığım röportajda yangın güvenliğine ilişkin çok önemli bilgiler aktardı. Bir önceki yazıdan okuyup bilgi edinebilirsiniz.
CAN GÜVENLİĞİ İÇİN
Ülkemiz pek çok yasa yönünden birçok Avrupa ülkesinin ilerisinde yer alıyor.
Yangın güvenliğini detaylandıran "Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmeliğe" bakıldığında kurallar net bir şekilde tanımlandığı görülmektedir.
Sadece yapılması gereken; ihmallerin olmaması, kuralların tam uygulanması, sorumluluk bilinciyle hareket edilmesi, denetimlerin eksiksiz ve sıkı tutulması!." Günümüzde teknolojinin, mevzuatların ve modern yönetim yaklaşımlarının geliştiği bir çağdayken hala yangınların faciaya dönüşmesi akıl alır gibi değil çok üzücü bir durum. Bolu yangınından çıkarılacak çok ders var ayrıca sorulması gereken çok soru var. Otel çalışanlarının ifadelerine göre, bu yangının doğal bir felaket olmadığı; bilinçsizlik, eğitimsizlik, vicdansızlıktan kaynaklandığını gözler önüne seriyor. Gidenleri geri getiremeyiz ama yeni felaketleri önleyebiliriz. Bu kapsamda son günlerde valiliklerin ve Belediye İtfaiye Teşkilatının birçok kurumda sıkı denetim yapması, kamuoyunda takdir topluyor. Özellikle otel pansiyon ve işyerlerinde yangın güvenliği olmayan, uygunsuz bulunan işletmeleri kapatılması can güvenliği için önemli bir karar.
BİR YÖNETİM SINAVI
Yönetim Danışmanı olarak kullandığım bir ifade var: "Her kriz bir yönetim sınavıdır." Özellikle insan hayatını koruma sorumluluğu taşıyan işletmelerin sadece kriz anlarında değil, öncesinde ve sonrasında doğru karar alabilecek bilgi ve yetkinliğe sahip olması şart. Bunun için etkin yönetim becerileri, kriz yönetimi ve karar alma süreçlerinin ne kadar kritik bir rolde olduğu ortaya çıkıyor. Yöneticiler, riskleri önceden analiz ediyor mu?
Krize hazırlıklı mı? Acil bir durumda ne yapacağını biliyor mu?olası senaryolar ve risk planları yapıldı mı? Bu temel sorulara eğer cevap "hayır" çıkıyorsa problem, yönetim eksikliğinden kaynaklanıyor.
Oysa risk yönetimi, krizlere hazırlıklı olma ve sorumluluk bilinciyle hareket etme, etkin yöneticiliğin en temel gereklilikleri arasında yer alıyor. İnsan odaklı bir yönetim anlayışı, olay gerçekleştikten sonra değil, öncesinde yapılan hazırlıklarla kendini gösterir. Güvenlik bir maliyet unsuru olarak görülmemelidir. Ayrıca kaderci değil tedbirli olmamız yaşam için çok önemlidir. Maalesef eğitimsiz, bilgisiz yönetici ve çalışanlar yanlış karar ve müdahalelerle olayların geri dönüşü olmayan felaketlere dönüşmesine neden olabilmektedir. Maalesef Kartalkaya otel yangını da bunun en acı örneğidir.