Nerede çokluk orada pislik demişler. Bunu derken de her kafadan bir ses çıkınca orada iş yapmanın zorlaştığını kastetmişler.
Ben bu sözün ayarıyla oynayacağım biraz... Eğer bir yerde bir şeyler haddinden fazla belirmişse, çokluk varsa orada, yani sınırı aşmışsa biz burada görünmeyen şeyin peşine düşmeliyiz diyorum. Para sahibi olmak iyidir de mesela sahip olunan para çok sergileniyorsa mesela orada görgü yoktur. Daha derine inersek, özgüven yoktur. Hayvan sever olup evde hayvan beslemek ince bir ruha işaret eder. Ama eğer evde hayvandan geçilmiyorsa iyice bakmak lazım.
Muhtemelen incinmiş ve insanlara küsmüş biriyle karşı karşıya olabiliriz.
Hayvan çokluğu insan yokluğuna işaret edebilir. Biriyle tanışınca ilgili ve iltifatkar davranmak iyi bir yüreğe dalalettir ama daha en baştan aşırı bir ilgi ve iltifat beni ürkütür. Burada da samimiyet olmayabilir. Bu kişi sizden çıkar elde etmek isteyen biridir belki de... Normal demek, denge demektir.
Dengeyi, haddi aşan şeyler tam tersini söyleyebilir. Fazla fazla olan şeylerde çalışan alarmınızı susturmayın. Burada bir telafi mekanizması çalışıyor olamaz mı? Aman dikkat! Nerede çokluk, orada yokluk...
YAPAY ZEKA VE İSTİHDAM
Gelecek senaryoları arasında en endişe verici olanlardan biri, yapay zekanın insanı işsiz bırakacak olma ihtimali... Neredeyse insanın yaptığı hemen her şeyi ondan daha hatasız gerçekleştiren yapay zeka, bu konuda haklı bir endişe yaratıyor. Yapılan araştırmaya göre, yapay zekanın yerinden edemeyeceği meslekler listelenmiş. Bilin bakalım bunların en başında hangisi geliyor?
Terapistlik. Oldukça yüksek bir empati seviyesi isteyen bu meslek için YZ henüz tehdit arz etmiyormuş. Benim aklıma da hekimlik gelmişti. Teşhis koyma işinde insandan daha mahir olan YZ, robotik alanında da insana rakip olmak üzere... Peki hekimin mesleğini korumasını sağlayacak yol ne? Terapistten çıkarım yapması kolay; insan iletişimi... Günümüzde bir hekimi hastaya sevdiren ilk şey zaten düzgün bir iletişim, sıcaklık. Sorulara verilen sabırlı ve samimi yanıtlar. Açıkçası ben, hastanın sorularından usanmayan bir hekimi hep meslektaşlarından bir adım önde görürdüm. Sanırım bu, mesleğini yapay zekaya kaptırıp kaptırmama noktasında da bir avantaj sağlayacak.
SİGARAYI MI, İNSANI MI BIRAKMAK KOLAY?
Sigarayı bırakalı 14 yıl olmuş.
Severek ayrıldık kendisiyle, dolayısıyla kolay olmadı. Ancak yıllar içinde zihnim onu resmen silmiş.
Mecazi anlamda söylemiyorum. Gerçekten silmiş. Mesela karşımda sigara içseniz onu görmüyorum. Resmen sigarayı fark etmiyorum. Ancak biri o esnada sigara muhabbeti yaparsa görüyorum karşındakinin elindeki sigarayı... Buna ister bir arıza deyin, isterseniz hediye... Zamanı gelmiş şeyi siliyor aklım. Bu duygusal hayatımda da böyle oldu. Affederim ama neyi affettiğini unutmam. Sadece silerim.
Affetmemek kendime yüktür, o yükü taşımam. Bu yüzden hiç intikamcı biri olmadım. Öfke ve nefreti uzun süre sistemimde taşımadım. Sevginin karşıtı nefret değil kayıtsızlıkmış. Hani böyle içinin bomboş olması... Sanırım zarar verici ya da duygusu bitmiş insanlara, sigara muamelesi yapıyor kafam.