5 günlük aranın ardından buluştuk mu?
"Ara vermek" dünyanın en keyifli anlarından biri değil midir sizce de...
Ben çok severim...
Hayatın her alanında uyguladığım küçük molalarım vardır benim...
Ama bunu ne için yapıyorum?
En sevdiğim şeyler için...
Hani böyle içimden gelerek yaptıklarım...
"Onsuz asla" dediklerim...
Vazgeçilmezlerim için...
Attığımız her adımın, pek de dile getirilmeyen "yazısız" kurallarını uyguluyorsak...
Mola vermeden önce de "ilk kuralı" hayata geçirmek gerekiyor...
Sizi bilmem ama en azından ben öyle yapıyorum...
Kuralım ne mi?
"Defteri" kapatmadan önce, "kaldığım yeri" işaretlemek...
Eeee kolay değil, çok sevdiğim bir şeyden bir süreliğine uzaklaşıyorum...
Döndüğümde onu küstürmemem lazım...
Arada bir boşluk bırakmamam...
"Bak gittim ama aklımdaydın hep" diyebilmek için, tam da bıraktığım yerden devam etmem gerek...
O halde...
Sizinle birlikte yazdığımız defteri açalım, işaretli yere bakalım ve kaldığımız yerden devam edelim...
Pusulalar kapandı şimdi ileri bakma vakti
Ben yokken neler yaptığınız demeyeceğim, tüm ülke olarak ne yaptığımız belli...
Hepimiz bir "karar" verdik...
Bir referandum geçirdik...
Kimimiz oyunu kullanırken zerre kadar düşünmedi...
Oy pusulasının neresine mühür vuracağını biliyordu...
Kararı netti ve uyguladı...
Kimimiz ise kararsız bir dönem geçirdi... Bir beyaz bir kahverengi bölüm arasında gitti geldi...
Pazar sabahı ise son karar verildi...
Türkiye'de yeni bir sayfa açıldı...
Oyunun rengi ne olursa olsun, artık "ortak" beklenti, ekonomiden dış politikaya kadar Türkiye'nin yeni döneminin, mevcut sistemden daha iyi bir noktaya gelmesi...