Her seçimin bir veya birden fazla mesajı olur demiştik dün ve bugün de bu mesajların nasıl okunacağına devam edelim. Sonuçları itibariyle üzerinde çokça kafa yormaya ve yorum yapmaya değer çünkü 7 Haziran seçimleri. Dünün en çok merak edileni, ekonomik verilerin nasıl tepki vereceğiydi ki; tüm beklentileri doğru çıkaran rakamları, döviz, altın ve faizdeki yükseliş ile gördük zaten. Güçlü ve istikrar vadeden tek parti hükümetleri yerine belirsiz ve ne olacağı belli olmayan koalisyon hükümetleri beklentisi, piyasaları hayli tedirgin etti.
Şimdi gelelim seçim sonuçlarının neler dediğine...
Adettendir; her seçimin kazananları-kaybedenleri irdelenir öncelikle. Zafer Şahin, dünkü köşesinde çok isabetli bir irdeleme yaptı aslında ve üzerine çok yorum yapmaya gerek yok. Bu seçimin en önemli kazananının HDP olduğunu kayıtlara geçireceğiz elbette ama kendileri de bu kazanımın "emanet oylarla" geldiğinin farkındalar. "Türkiye Partisi" olma söyleminin karşılık bulduğunu söylemekten ziyade; AK Parti karşıtlığının "emaneti" olduğu yorumuna eminim sizler de katılacaksınızdır HDP açısından.
CHP için, 7 Haziran seçimlerinde "başarılı oldu, kazandı" demek ne kadar abesle iştigal ise AK Parti'ye (oy oranı bir önceki seçime göre düşmesine rağmen) "kaybetti" demek de bir o kadar abes. Hala, açık ara (en yakın rakibine yüzde 16 gibi) 1. parti ve 130 milletvekili daha fazla çıkarmış bir parti için "kaybeden" yakıştırması yapmak, akıl tutulmasından başka bir ifadeyi hak etmez. Türkiye genelinde yüzde 85 ilde milletvekili çıkaran, 54 ilde 1. parti olan AK Parti'nin, yeni dönemde hükümetin içinde veya dışında kalsa bile "oyun kurucu" olacağını dün kayıtlara geçirmiştik.
Kayıtlara geçirilmesi gereken bir başka rakam; CHP'nin 37, MHP'nin 32 ve HDP'nin 56 ilde hiç milletvekili çıkaramadığıdır. Bunu neden hatırlatıyorum? 76 ilde milletvekili çıkaran AK Parti'nin, mevcutlar içinde en fazla 'Türkiye Partisi' olduğunu hatırlatmak için elbette.
CHP'DEN HDP'YE ÖDÜNÇ OY
Dün, Zafer Şahin köşesinde değindi; her fırsatta "Dersimli Kemal" diye kendisini ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu'nun neden memleketinden değil, partisinin en rahat olduğu İzmir'den aday olduğu da ortaya çıktı. HDP'nin silme milletvekillerini topladığı Tunceli'den aday olması durumunda CHP'nin Genel Başkanı, kendi memleketinden milletvekili seçilemeyecek ve siyasi tarihe de böylelikle geçecekti!!!
Kürt seçmenin, AK Parti ve CHP'den ziyade 7 Haziran seçimlerinde kimlik siyaseti yapan HDP'yi tercih ettiği çok açık. Ama HDP'nin aldığı yüzde 13'lük oy içinde sadece Kürtlerin olduğunu söylemek safdilliktir. CHP'den ciddi oranda HDP'ye kayma olmuştur (CHP'deki bu oy kaymasına rağmen çok ciddi bir düşüş olmamasının sebebi, yeni seçmen sayısının artmasındandır).
KADININ DAHA ÇOK ADI VAR
Bu seçimlerin bana göre en sevindiren belki de tek sonucu; kadın milletvekili sayısındaki artıştır. 2011'de 79 olan kadın vekil sayısı 95'e çıktı. Yüzde 17 gibi pek tatmin etmeyen bir oran bile olsa; kadınların siyasetteki etkinliğinin artık daha görülür hale gelmesi adına çok ama çok umut verici olduğu bir gerçek. Ama aynı şeyi Ege geneli için söyleyemeyeceğim. Türkiye genelinde kadın vekil oranındaki artışın tam tersi oranda Ege'den 25. dönem kadın vekil oranında düşüş var. Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı Ege'ye yakışmadı bu görüntü..