Aslında her şey o kadar basit ve net ki... Kadınlar ayrıcalık değil eşitlik istiyorlar.
Tıpkı şu Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın vurguladığı gibi. Her platformda "Biz ayrıcalık istemiyoruz, eşitlik istiyoruz!" diyor. Kadınların iş hayatına katılımının 'doğru bir iş kararı' olduğuna inanan holding bu konuda öncü bir rol da üstleniyor.
Kadınlar Günü nedeniyle güzel bir video hazırlamışlar. İnternetten izleyebilirsiniz. Özeti şu: "Sabancı'da kadınlar her yerde var. (Kadın çalışan ortalamaları yüzde 38,5; bazı şirketlerinde ise yüzde 50. 2012 yılında yüzde 7 olan üst yönetimdeki kadın oranı bugün yüzde 15. Kadın çalışan terfi oranı ise yüzda 52) Çünkü meslekte cinsiyet olmaz."
Kadınlar siyasette var olmak istiyorlar. KA.DER'in her yıl açıkladığı Türkiye'nin karnesindeki sonuçtan memnun değiller. 550 milletvekilinin 81'i, 21 bakanın 2'si, 30 Büyükşehir Belediye Başkanı'nın 3'ü, 1351 belediye başkanının 37'si, 7 yüksek yargı organı başkanının 1'i, 14 işveren ve meslek örgütü başkanının 1'i, 179 rektörün 17'si, 81 valinin yalnızca 2'si, 171 büyükelçi ve daimi temsilcinin 24'ü olarak kalmak istemiyorlar.
YAŞAMA HAKKI
Bu sene Kadınlar Günü ilanları ve mesajları da bir başka güzel.
Mesela her yıl bir tema üzerine etkileyici ilanlar hazırlayan Boyner Holding, bu yıl "YAŞA" mesajını ön plana çıkarıyor.
Çünkü hemen her gün bir kadın cinayeti haberiyle sarsılıyoruz. Bugünlerde en önemli öncelik kadınların yaşaması. Ama saklanmadan, katlanmadan, susmadan, korkmadan, hayallerinin peşinde, sevgiyle ve umutla yaşamak. Okulda, işte, her yerde. Tabii en önemlisi de özgür yaşayabilmek... Nazım'ın dizelerinde söylediği gibi: bir ağaç gibi, bir orman gibi yaşayarak...
Kısacası kadınlar yaşamak istiyorlar.
Filli Boya da kadınların "hakları" konusunu öne çıkarmış. Bu topraklarda kadının sevmeye, sevilmeye, sevmemeye, saymaya, sayılmaya, gülmeye, ağlamaya, kahkaha atmaya, gezmeye, yürümeye, durmaya, okumaya, yazmaya ve aklınıza gelebilecek her eylemi yapmaya hakkı var: "istemeye, istememeye, keşfetmeye, hayır demeye, tercih etmeye, özgürlüğe ve yaşamaya..."
Tabii bu sözlerin ve mesajların bir güne ait olmaması ve daimi olması ve içten söylenmesi ve farkında olarak ve inanılarak söylenmesi önemli. 8 Mart'larda kutlanıp 9 Mart'larda unutulmaması.
SEÇİLEN KELİMELER
Bu konudaki en güzel ilanlardan biri de Koç Holding tarafından geldi. Kadın erkek ayrımcılığının günlük hayatta, kullanılan sözlere bile ne kadar yerleştiğini göstermek için, sosyal medyada şu metni paylaştı: Parantez içinde yazdığım ilk akla gelen ama üstü çizilen yani olmaması gereken, hemen yanındaki de olması gereken kelimeler... Dikkatle okumamız gerekiyor.
"8 Mart dünya kadınlar gününde (adam akıllı) doğru düzgün bir ilan ortaya çıkarmak için işini (adam gibi) layıkıyla yapan (bayanlar) kadınlar olarak haftalardır çalışıyoruz. (İnsanoğlunun) İnsanlığın tarih boyunca kendi elleriyle yarattığı ve aslında (erkekliğe) insanlığa sığmayan toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine kafa yoruyoruz. (Tam bu işin adamı) Bu iş için biçilmiş kaftan dediğimiz arkadaşlarımız başta olmak üzere pek çok kişiyle görüştük. Sonra düşündük ki, (adam) insan olana tek bir söz yeter: Kafalarımızdaki kalıplar kullandığımız kelimelerle kendini ele verir. Bugün, cinsiyet eşitliğini sağlamaya sözlerinle başla!"
Ne dersiniz?
