Dün Sarıyer'de oynanan maç, yüksek temposuyla taraftarları mest etti. Futbolda gol olmadan da böyle bir maçı izlemek büyük zevkti. Gol yoktu ama gol pozisyonları fazlasıyla vardı. İki kaleci de mükemmeldi. Kaçan golleri seyretmek ayrı bir heyecandı. Tempolu bir 90 dakika oldu. Bilhassa Manisa FK, ilk 45 dakika içinde daha canlı, oturaklı ve rakip kalede olan takımdı. 2. yarıdaysa iki takım da inanılmaz bir eforla golü aradılar, bulamadılar ve 1 puanla yetindiler. İki takımın da çok atağı, kaçan çok gol pozisyonu ve direkten dönen topları vardı. Ben burada ayrıca iki kaleci Vedat ve Alperen'i tebrik etmek istiyorum. İnanılmaz kurtarışlarla forvetlere fırsat vermediler. Gelgelelim Manisa FK'ya. Öncelikle teknik direktör Taner Taşkın'ı tebrik etmek istiyorum. Neden mi, çünkü çok iyi bir kadrosu olmamasına rağmen, gençleri yavaş yavaş çıkartıp, bu ligde oynatması bir cesaret işi. Bu cesaretinden dolayı onu kutlamak isterim. Manisa FK takımına dikkat ediyorum, 4-1 yendiği Bandırma ve Sarıyer maçlarını çıplak gözle seyrettim ve çok beğendim. Nedeni ise çok mücadele eden, rakibe pres yapan ve 3. bölgede çoğalan bir takım. Böyle olunca da rakibi fazla çıkarmıyor. Devre arasında 2-3 kaliteli oyuncu alınırsa, bu takımın Play-Off oynaması kaçınılmaz olur. Bir de iyi bir golcü yakalarlarsa, Manisa FK'nın önü açılır. Cissokho'nun 63. dakikada direkten dönen topu şanssızlıktı. Ayrıca maçın 10. dakikasında Burak Süleyman'ın kaçırmış olduğu o top, sadece onun kaçırışıyla açıklanamaz, Alperen'in kurtarışı da mükemmeldi. Diony'nin gördüğü kırmızı kartta hakemin hatalı bir karar verdiğini de belirteyim. Her şey bir yana Manisa hakettiği 1 puanı alarak Manisa'ya döndü ve Taner Taşkın için de bu futbol, bu oyun ilerisi için umut oldu. Tebrikler.
