Niye yalan söyleyeyim genç ve tamamı yerli futbolcularla TFF 1. Lig'de önemli bir misyon üstlenen ve bunun meyvalarını toplamayı sürdüren Altınordu'nun Elazığ deplasmanında ne yapacağını ben de çok merak ediyordum. Öyle ya özel maçta 3-1 kazanıp 7-8 tane yüzde yüzlük gol kaçırdığı Göztepe maçındaki Altınordu ile 6-2 mağlup olduğu Akhisar karşısındaki Altınordu arasında çok ama çok fark vardı. Bu iki farklı görüntü beni tedirgin ediyordu. Ayrıca Elazığspor'un da Soner Şahin, Onur Güney, Serkan Kurtuluş, Erman Bulucu ve Mehmet Yiğit gibi hem çok tecrübeli ve kaliteli, hem de Bjarnason, Andreas Tatos, Tom ve Lucio Maranhao gibi iyi yabancı futbolcuları vardı.
Evet Altınordu genç ve dinamik bir takımdı ama Elazığ deplasmanında bana göre alabileceği en fazla bir puandı.
Nitekim, Elazığ maça çok iyi başladı ve sağlı sollu ataklarla Altınordu kalesini ilk dakikalarda abluka altına aldı. Altınordu çok iyi direndi ve golü yemedi. Bunaldığı dakikalarda yeni transfer Mirkan Aydın öylesine güzel bir gol attık ki, herkes şapka çıkarttı. Orta sahadan rakibinden söktüğü topla Elazığ ceza alanına girdi, büyük ustalıkla rakiplerini ipe dizip meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. Bu aslında Altınordu'nun dirilişinin de ilk resmiydi. Ardından Elazığ her ne kadar skoru eşitlemek için saldırsa da Altınordu'nun dirençli ve inançlı mücadelesi sonrasında oyundan koptu. İpler tamamen Altınordu'nun eline geçince işin de rengi değişti. Maçın sonlarına doğru rakibin 10 kişi kalması ve Fatih'in golü Altınordu'nun zaferini onaylattı.
Cengiz'i Çağlar'ı dünya futboluna kazandıran ve altyapısındaki gençlerle taraflı tarafsız herkesin sempatisini alan Altınordu'yu sevmeye devam ediyorum. Tebrikler Şeytan, belki başkan ve hoca söylemiyor veya söyleyemiyor ama ben söyleyeyim Süper Lig yakışır sana...