Bir kimseye bağlanan ve inananlar, onu olduğundan daha üstün görürler.
Onda olağanüstü değerler bulunduğuna inanır ve buna başkalarını da inandırmak isterler. Bir diğer söyleyişle, "Şeyh uçmaz, müridi uçurur." İşte size bir örnek; Siyaset tarzımda genel bakışım; iktidara giden yol yerel yönetimlerden geçer prensibidir.
Ve bu doğrultuda dokunan, dinleyen, çözüm üreten olmaya çalıştım. 10 yıllık Büyükşehir, Konak, Karabağlar meclis üyeliği ve Konak ilçe başkanlığı dönemimde de gerektiği kadar yöneticilik tecrübemin oluştuğunu düşünüyorum. Şeyhleri uçuran müritlerdir, bu anlamda da yanınızda çalışan her personelin iyi hareketi de kötü hareketi de belediyeye, başkana ve mensubu bulunduğun partine yansır.
Bu yüzden bir yöneticinin personeli ile ilişkisi ve verilen eğitimler çok önem arz eder.
Son 24 saatte bizzat yaşadıklarım; Dün öğle saatleri Güzelbahçe'ye gitmem gerekti, araç eşimde olduğundan Konak'tan 554 Narlıdere otobüsüne binip Üçkuyular'a doğru yola çıktım. Araç son alınan modern otobüslerden olmasına karşılık aracın içi aşırı sıcak ve havasızdı. Hareket ettikten sonra herkes isyanda; 'klimayı çalıştırın' feryatlarına verilen '5 dakika beklesenize' diye ters cevapla vatandaş daha köpürdü; camları açmaya çalıştı, gerisini siz hayal edin.
Eşim, 'işim bitti, beraber gidelim' deyince Göztepe İskele'de indim ve durakta oturup beklemeye başladım. Bu arada yan yana 3 otobüs, durağa yanaştı. Öndeki otobüsün kalkmasına yakın bir öğrenci kızımız son sürat otobüse yetişmeye çalıştı ama yetiştiğinde şoför kapıyı kapattı. Göz göze geldiler ama maalesef kapı tekrar açılmadı ve o kızımız ter içinde, sıcakta hayıflanarak, söylenerek, üzülerek durakta kaldı.
Sabah eşimle işimize gelirken sahil bulvarından Varyant'a döndüğümüzde doğal olarak solda her aracın beklediği ve gelen yoksa geçtiği yerde; hızla bir otobüs üstümüze çıkıyordu ve maalesef şoför elinde cep telefonuyla konuşuyordu!
Bunları neden paylaştım...
"İzmir bizim için çok önemli ve bize göre kale ve ben hiç bir şekilde bu kaleyi kaybetmek istemiyorum, karşımızda da büyük bir hırsla İzmir'i almak isteyen rakibimiz var.
Şimdi bir empati yapalım, bu durumu yaşayan insanlar çevresinde bunları anlatıyor ve başkalarına da etki yapıyor. Önce belediye başkanına hatta direkt partimize lanet yağdırarak serzenişte bulunuyor ve biz onlardan oy istemeye gittiğimizde de bunları hatırlatması gayet doğal. Bu durumda en önemli etken hizmet içi eğitim ve çalışan personelin mutlu edilmesi. Eğitim verilmeyen, çok çalıştırılıp az ücret verilen personelden de beklenti çok olamaz ama özellikle halk ile birebir temas eden tüm personel isterse o başkana, o partiye seçim de kazandırır seçim de kaybettirir gerçeğini unutmamak lazım diye düşünüyorum; bunun bir eleştiriden çok uyarı ve öneri olarak algılanmasını istiyorum." Peki, tepkiyi gösteren kimdir? Hangi partilidir?
Yok, yok sizin tahmin ettiğiniz gibi AK Partili değil bu tepkisini gösteren.
Bu tepki yıllarca CHP'de siyaset yapan Uğur Yelekli'ye ait.
Tepkisinde haksız da değil.
Umarım Yelekli'nin uyarılarına CHP'liler kulak tıkamaz.
BABALAR GÜNÜ
Varsın kalmasın babadan villa. Olmasın para ya da araba. Üzülme baba, takma kafana. Helal ekmek getirdin ya o yeter bana.. Babalar gününüz kutlu olsun.