Bildiğiniz gibi Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ve Başkan Yardımcısı Gamze Eraslan ile diğer sanıklar Salı günü 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk defa hakim karşısına çıktı.
Sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından Mahkeme Heyeti de kararını açıkladı.
Başkan Karabağ'ın duruşmalardan muaf tutulma kararı kabul görürken, dava 27 Ekim 2016 tarihine ertelendi.
Davayı CHP Bayraklı ve Bornova İlçe teşkilatlarının yanı sıra çok sayıda belediye personeli de takip etti. Ancak CHP İzmir Milletvekilleri olmak üzere ne CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, ne İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ne de CHP'li diğer Belediye Başkanları duruşmayı takip etti. Yani Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ'ı yalnız bıraktılar.
Peki, neden Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ duruşmada yalnız bırakıldı?
Aslında bu sorunun cevabı Başkan Karabağ'ın duruşmanın ardından Havuz Düğün salonundaki toplantıda yaptığı konuşmanın satır aralarında gizli.
Başkan Karabağ, "Eskiden solucan gibi hayvanları yolda gördüğümüzde dikkat etmezdik.
Şimdi daha dikkat ediyoruz. Bu hayvanların kıymetini yeni yeni anlıyorum. İçimizdeki yaratıklar demeyeyim artık, ne olduğu belli olmayan tipler var. Hayvanlar bu tiplerden daha değerli bizim için.
Hiç olmazsa birbirlerini satmıyorlar ve vefakar dostlar oluyorlar" derken kimlere mesaj verdi?
Hasan Başkan, "Bizim içimizdeki İrlandalıların rahatını bozuyoruz" derken kimleri kast etti acaba? O İrlandalılar duruşmada Hasan Karabağ'ı yalnız bırakan CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel veya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu olmasın sakın?
Bir dahaki yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı hedefleyen Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ'ın önünü kesmek için kendisine parti içinde bazı ayak oyunları oynanıyor olmasın sakın?
Malum CHP'yi dizayn etme peşinde olan Aziz Kocaoğlu, kendisi aday olmazsa, oturduğu koltukta İl Başkanı Alaattin Yüksel'i görmek için çalıştığını hepimiz biliyoruz.
Sadece isteyin ve çalışın
Akademisyen ve Yönetim Danışmanı Senem Kılıç, TRT Kent Radyo İzmir'de yayınlanan 'İzmir'in Renkleri' programında konuğum oldu.
Kendisi Endüstri 4,0 seferberliğinden, 'Kadın Girişimcilerin Yol Haritası' kitabına kadar birçok konu hakkında görüşlerini dinleyiciler ile paylaştı.
Ama benim gözlemlediğim kadarıyla Senem Hanım, hemcinslerinin Türk ekonomisi içerisinde daha fazla söz sahibi olması sevdasıyla yanıp tutuşuyor.
Bu konuda 'Kadın Girişimcilerin Yol Haritası' kitabını yazdığını dile getiren Kılıç, "Elbette ki dünya ile birlikte kadınlar da değişti ve çoktan kalıplarımızı kırıp sınırlarımızı aştık. Ortada bir oyun varsa o oyunu en iyi oynamak için sonuna kadar mücadele ediyoruz ve edeceğiz.
Bu kitapta dünyanın en keyifli oyunu ve en ciddi işi olan girişimcilikte kadınların yapması gerekenleri kaleme aldım.
Unutmayalım ki bir oyunun kuralları yazılırken cinsiyetler, ayrımına göre değil, o oyunun kendi içindeki mantığına göre belirlenir.
Bu yüzden girişimci olmaya karar veren bir kadının o kurallara uyması ve oyunu doğru oynaması gerekmektedir. Kadınların tek yapması gereken korkmadan, çekinmeden hayallerinin üstüne gitmek ve 'Ben bu işi doğru şekilde yaparsam başarırım' demesidir. Kadın girişimciler görecekler ki girişim fikrini hayata geçirmek ve hayallerini gerçekleştirmek hiç de zor değil. Kadınlarımız Sadece istesin ve çalışsın" dedi.
Adrese teslim hikaye
Bir arkadaşı Hoca'ya gelmiş:
"Bana bak, Hoca!" demiş. "Kulağını bükmesi benden. Şu karına bir şey söyle, sabahtan akşama kadar ev ev dolaşıyor, konu komşu bırakmıyor. Söyle de azıcık evinde otursun!" "Peki!" demiş Hoca, "Görürsem söylerim!"