• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Hindistan ve Pakistan

ZEKİ HOZER

Hindistan ve Pakistan

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25 Mayıs 2025

Keşmir ekseninde, 1947 yılından bu yana gelişen iki ülke arasındaki gerginlik bugünlerde yine dünyanın gündeminde. Ortada sadece bir bölgenin hakimiyetine yönelik lokal sorunlar yok, vekalet savaşlarının yaşandığı küresel ekonomik ve askeri hegemonik güç gösterileri de söz konusu. Amerika orijinli Çin'i çevreleme stratejisinin bir uzantısı olarak Çin'in 'tek kuşak tek yol' projesine alternatif olarak geliştirilen 'Hindistan Ortadoğu Avrupa' yatırımları, Avrupa- Amerika silah sanayinin Hindistan ordusunu donatmasına yol açarken, Çin de tüm envanterini adeta Pakistan'a boca etti. Hindistan semaları Fransız yapımı Rafale uçakları ile arşınlanırken, Pakistan mevzilerine konuşlanan ve tüm Hindistan karasını vurmaya menzilli Çin PL-15 füzeleri de heryeri doldurdu. Bilirsiniz, filmin bir sahnesinde silah gösterilmişse, seyir sona ermeden o silahın patladığı bir gelişme mutlaka izlenir! Her iki ülkenin nükleer silahlara sahip olduğu da zaten biliniyor.
19. Y.Y. sonlarında , Hindistan ve Pakistan, yani Hint Hinduları ile Pakistan Müslümanları, dönemin sömürgeci ülkesi İngiltere'ye karşı birlikte bağımsızlık mücadelesi vermişlerdi. Bu kadim coğrafyada 50 bin yıldır insanlar ve uygarlıklar gelip geçti. İndus Vadisi ya da Harappa Uygarlığı ki yaklaşık M.Ö. 3300 yıllarını kapsar, insanlığın bilinen en önemli ve eski kent medeniyetlerden birisi olarak kültür tarihine kayıtlıdır.
Dravidyen ve Aryan kökenli etnik unsurlar, o çağlardan bu yana değişik kültürel etkileşimleri ile oldukça kompleks bir mozaik halinde çeşitli milletler ismi altında varlıklarını günümüze kadar sürdürmüşlerdir. Palava, Gupta, Rashtrakuta ve Vijayanagar Krallıkları başta olmak üzere sayısız saltanatlardan sonra 10. Y.Y.'dan itibaren Gazneli Mahmud ile Türklerin hakimiyet dönemlerine şahit olunmuş, Gazneliler, Delhi ve Dekkan Sultanlığı sonrası 1858 yıllarına kadar süren Babür İmparatorluğu ile bu egemenlik devam etmiştir.
Yani bu bölge sadece Pakistan'ın müslüman halkı yüzünden değil, yüzyıllarca süren Hindistan'ı yöneten Türk dönemi açısından da ilgimizi fazlası ile hak eden bir coğrafya!

TAC MAHAL ESERİ
Burada bir Türk eseri olarak Gürkanlıların yöneticisi Şah Cihan'ın, kendisine on dört çocuk veren hareminin en gözde kadını Mümtaz Mahal adına yaptırdığı bir mimari şahaser olan Tac Mahal'ı anmadan geçmeyelim. Ancak bu yüce gönüllü Şah'ın akibeti pek de iyi gelişmez: Sofu bir Müslüman olarak yetişen oğlu Evren tarafından tahttan indirilir ve ölünceye kadar Agra Kalesinde hapsededilir. O dönemde Şah Evren, sadece babasına acımasız davranmaz, Hinduizmin en kutsal yerlerinden birisi olan Ganj Nehri kıyısındaki Varanasi'yi de yerle bir eder, tüm tapınakları yıktırır ve bölgedeki tüm Sihleri öldürür.
Gerek tarihsel etnokültürel dokusu gerekse İngiltere öncesi ve sonrası koloni döneminin kışkırtmaları ile, bu kadim coğrafyada katliamlar hiç eksik olmadı. Nihayetinde geçtiğimiz yüzyılda Müslümanlar Muhammed İkbal ve Muhammet Ali Cinnah, Hintliler de Gandhi ve Nehru gibi sıradışı liderlerin önderliğinde, tarihler 14 Ağustos 1947'yi gösterdiğinde Pakistan ve Hindistan olarak ülkelerinin bağımsızlığını ilan ettiler. 22 Aralık 1971 yılında da Hindistan işgalindeki doğu Pakistan'da, Mucibü'r Rahman, Bangladeş Devletini kurdu.
Ancak ülke sınırları belli olsa da tüm sorunlar çözülemedi. Keşmir de bunlardan birisi. Hindistan, Pakistan ve Çin arasındaki 222 bin kilometrelik bu alan, İngiltere işgalinde idi ve Hint yarımadası Hindistan ve Pakistan olarak iki ülkeye ayrıldığında İngilizler de Keşmir'den çekilirken burayı kiminle birleşeceği konusunda serbest bıraktı. O dönemde halkın %90'ı müslüman idi ve Pakistan ile birleşmeyi arzu ediyordu, ancak Keşmir yönetiminin başında bulunan Prens, Hindistan'ı tercih etti! Sonuç tam bir kaos oldu, taraflar asker gönderdiler, sınırlarına yakın Keşmir toprakları işgal edildi, en büyükleri 1947,1965 ve 1999 yıllarında olmak üzere günümüze kadar süren savaş durumu devam etti... Bugün, ülkemizin yaklaşık üçte biri bir yüz ölçüme sahip olan Keşmir'de 15 milyon insan yaşıyor ve %70'i Müslüman, %29'ı Hindu, %1 kadarı da Budist. 1.5 milyon kilometre yüz ölçümlü ve 3.5 trilyon dolar GSMH' ya sahip Hindistan ile 250 milyon nüfus ve 1.5 trilyon dolar GSMH'ya sahip Pakistan, başta Keşmir olmak üzere sorunlarını aklı selim ile çözemedikleri için, dünya, bölgede bir nükleer çatışma riski olduğundan hop oturup hop kalkıyor!
Tüm problem kuşkusuz bu ülkelerin, halkları için refah ve insani kalkınmışlık ekosistemini yaratamamış olmaları. Günümüz Belçika'sında da kökeni yüzyıllara dayanan etnik-dilsel çekişmenin iki unsuru Flaman ve Valonlar, birbirlerinin dükkanından alışveriş yapmasalar dahi, Bizim Konya ilimiz büyüklüğündeki ülkelerinde, 12 milyon insan 650 milyar dolar GSMH'yı paylaşarak kardeşçe olmasa bile kavga etmeden yaşama iradesi gösteriyorlar! Hindistan ve Pakistan da kişi başına yıllık nominal gelir 2-3 bin dolar iken, Belçikalı 50.000 dolar yıllık gelire sahip.
İnsanlığın tüm siyasi sorunları, evrensel hukuk, demokrasi, güçler ayrılığı ve ekonomik refah düzleminde buharlaşarak yok olur ancak yakın gelecek, Hindistan-Pakistan çatışmalarının sona ermesi için umut vermiyor maalesef!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.