• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
2030’larda turizm...

ZEKİ HOZER

2030’larda turizm...

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03 Ağustos 2025

1963 yılında Boston, Massachutts'da (Amerika) kurulan, halihazırda McKinsey&Company ve Bain&Company ile beraber 'büyük üçlü' diye anılan ünlü danışmanlık firması Boston Cosulting Group (BCG) gelecekteki küresel turizm hareketlerine yönelik bir araştırma raporunu geçen hafta yayınladı.
Araştırma kapsamında 11 ülkeden 5000'i aşkın sektör uzmanı ve tatil yapan kişiler ile görüşüldü ve halihazırda 5 trilyon dolar olan küresel kitle turizm cirosunun 15 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişeceği öngörüsünü ortaya koydular.
Doğrusu bu sonuçları destekleyecek şekilde, 2024 verileri pandeminin yıkıcı etkilerinin geride kaldığını göstermişti. UN Tourism 2025 raporlarına göre geçen sene 1,4 milyar turist sektörde yer alırken, Asya-Pasifikte 2019 yılı rakamları yakalanırken, Avrupa ve Ortadoğu pazarında da 750 milyona yakın turist sayısına ulaşıldı. Zaten Birleşmiş Milletler Turizm İndeksi (UN Tourism Confidence Index) için görüş belirten uzmanların ortak kanısına göre de, 2025 yılı için en az yüzde beşlik bir büyüme beklentisini ortaya koymuşlardı. Elbette, İsrail-İran Savaşı ya da küresel iklim değişikliği kapsamında sıra dışı sıcaklık aktiviteleri sektörü bloke etmezse!

ALIŞKANLIKLAR
BCG raporu, yaklaşık üç kat büyüyecek turizm hareketliliğini domine edecek ana faktörün, dünyada giderek büyüyen orta sınıf bireylerinin daha güzel anlar yaşayarak elde edecekleri deneyimi öncelemelerinin olduğunu gösteriyor. Y ve Z kuşağının (1980-1995 ve 1995-2010 arası doğumlular), gelecekteki turizm dinamiklerini yeniden belirleyeceğinden kimsenin şüphesi yok. Geçmiş yılların ortalama yaş gradientine göre nispeten genç olan bu kitle, tatil planlamasından seyahat davranışına kadar bir çok başlığı kökten değiştirecek alışkanlıklar ve perspektiflere sahip görünüyor. Örneğin ruhani arayışlar, sağlıklı yaşam kürleri, kişiselleştirilmiş tıp benzeri kişiye özel tatil konsepti ve aşçılık dahil yepyeni deneyimlerle tatil yaparken bir yandan da gelişim odaklı arayışlar, hemen sayılabilecek başlıklar. Yani kitle turizminin yeni efendileri, demografik yapıları, digital yaşam biçimleri ve çağın ruhunun gereklilikleri bağlamında yeni kuralları dayatacaklar. Bu arada, gelecekteki 15 trilyon dolarlık sektörün ana kulvarlarında bahsi geçen ülkeler olarak Çin, Hindistan ve Türkiye sayılıyor.

İLK DÖRTTEYİZ
Kuşkusuz bu atıf boşuna değil. Ülkemiz geçen sene 62,3 milyon turist sayısı ile 62 milyar dolarlık bir ciroya ulaştı. Bu rakamlar, Fransa, ABD ve İtalya'dan sonra, dünyada ilk dörtte olduğumuzun tescili. Bu sene öncü veriler biraz düşük olsa da hedefte 64 milyon turist var. Umarız İzmir için de, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Sayın Mehmet İşler'in belirttiği gibi, en az İzmir nüfusu kadar yani beş milyonluk turist sayılarına ulaşabilelim. Kabaca, Türkiye'ye gelen turistlerin üçte ikisi İstanbul ve Antalya'ya gelirken, kalan üçte biri de tüm Anadolu kentleri ile İzmir paylaşıyor. Bir oran vermek gerekirse, genel turizm içinde İzmir'in payı sadece %3...
Bu kapsamda, geçen hafta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay, sektörün önde gelen isimleri ile Havagazı Fabrikasında, bu konu ile ilgili bir toplantı gerçekleştirmiş. İlk etapta, toplantıların devam etmesi ve turizm konseyi kurulması kararı alınması önemli. Katılımcı profili içinde bazı uzman kuruluşların ve üniversitelerin ilgili akademisyenleri sunumları da gözüme çarpmadı. Herkes iyi niyetle düşüncelerini ifade etmiş, ancak şu cümledeki kapsam dile getirilmemiş: " İzmir turizminin gelişiminde tarih, kültür ve arkeoloji turizmi ana eksen olmakla beraber, ana eksenin gastronomi, doğa ve kır turizmi, kıyı turizmi, spor ve sağlık turizmi ile desteklenmesi gerekiyor, ayrıca, inanç turizmi, festival ve etkinlik turizmi ile fuar ve kongre turizm türlerinin de İzmir'in turizm potansiyelleri arasındadır,bunlar içinde şu eylem planı uygulanmalıdır..." Bu, bizzat İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile beraber İzmir Kalkınma Ajansı ve İzmir Vakfının ortak çalışması sonrası ortaya çıkmış ve İzmir turizminin gelişimi için farklı kurumlarca, farklı bölgelerde gerçekleştirilecek faaliyetlere ortak bir zemin tanımlamak, İzmir turizminin genel manzarası ve ufkunu belirlemek için yapılmış(*). Ayrıca ETİK tarafından geçen ay kamuoyuna sunulan 'Kırılan Filiz: İzmir Turizmi" raporu da çok önemli tespitlerde bulunuyor.

HIZLI VE RADİKAL
Ben, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızın İzmir için somut proje çalışması yapan en fazla beş kuruluş ve üniversitenin gerçekleştirdiği "İzmir Turizmi Strateji ve Eylem Planı" sunumları için randevu vermesini, sonrasında da spesifik bir çalışma ile, hemen eyleme geçmesini umut ediyorum. Çünkü, Boston Cosulting Group (BCG)'un, kitle turizminin önümüzdeki on yılda üç katına çıkacağı öngörüsü gerçekleşecekse, bundan İzmir'in hakettiği payı alması hızlı ve radikal politikaların hayata geçirilmesi ile mümkün olacaktır.
Şu an İzmir'de turizm yatırımları yok, bir zamanlar dünya sıralamasında kongre turizminde 30. idik, şimdilerde sıramız 161! Eğer klasik deniz, kum, güneş turizminden bahsedeceksek, 567 mavi bayraklı plaj sayımız ile dünyada üçüncüyüz ama ülke sıralamamız ilk beş şehirden biri bile değiliz. Kimse Efes ve Alaçatı marka değerinin Kemer'den daha altlarda olduğunu söyleyemez. Bu sene Michelin Rehberi ve BİB Gourmand Ödüllerinde 15 yeni İzmir işletmesi yer almayı başardı.
Sorun, ilgili şehir otoritelerinin bir program çercevesinde tanıtım stratejileri ve yerel paydaş ortak çalışmalarına imza atamaması.
Doğrusu İzmir ve Antalya gibi ilham alınacak turizm başkenti olmuş şehirlerimiz var. Onların hikayelerinden dersler çıkarıp, İzmir'e özel projeri hayata geçirip, bu güzel kenti, dünya turistleri için 'eşsiz bir deneyim merkezine' dönüştürmek mümkün. Bu gerçekleştiğinde, geçen sene Ege İhracatçı Birliklerinin (EİB) 18.4 milyar dolarlık rakamı, sadece turizm geliri olarak kazanılır ki, bu durumu hayata geçiren İzmir, küresel kimlikte bir dünya şehri olarak bambaşka öyküleri kaleme alır!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.