Dışişleri Bakanlığı, önceki gün bir açıklama ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Gerapetritis'in Türkiye'ye bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurdu. Bakanlıktan yapılan duyuruda Gerapetritis'in, 5 Eylül'de Ankara'ya yapacağı ziyaret kapsamında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşeceği ifade edildi. Yunan bakanın Ankara'yla kuracağı bu temas, Ege'nin iki yakasını savaş söylemleri ile germek için fırsat kollayan küresel güçlere de anlamlı bir mesaj verecek.
SORUNLU ALAN FAZLA
Biliyorsunuz tarihten bu yana Türkiye- Yunanistan ilişkileri gelgitli bir geçmişe sahip. Son 20 yılda iki ülke arasındaki temaslar da hep sorunlu alanlar üzerinden yapılan güç savaşlarıyla evrildi.
Ülkemiz bugüne kadar Ege ve Akdeniz'deki kaynakların hakça paylaşımından yana tavır aldı. Her zaman barışı savundu ancak barışın sağlanması için de bölgedeki haklarından ödün vermedi. Bu tutumu yüzünden de Yunanistan'ın Ege'deki maksimalist politikaları ile hep çatışmak zorunda kaldı. Rum Kesimi üzerinden küresel güçlerin sahneye koyduğu oyunları, Akdeniz'deki doğal kaynaklarla ilgili yapılan yanlı hesapları, Fransa gibi Avrupalı devletlerin Atina'yla yaptıkları askeri ve silah anlaşmalarını, Ege adalarının adım adım silahlandırılmasından tutun da ABD gibi ülkelerin Türkiye sınırlarının dibine askeri yığınak yapmasına kadar o kadar sorunlu alan var ki iki ülke arasında bugüne kadar aramızda ikinci kez savaş çıkmaması mucize gibi.
BAŞKA ÜLKE YAPMAZDI
Mucize derken bu mucizenin bizzat Türk makamları tarafından tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Yunanistan ile ilişkilerin o noktaya getirilmemesinden kaynaklandığını vurgulamak gerekiyor.
Çünkü böyle askeri ve ekonomik güce sahip bir ülkenin sürekli saldırgan tutumlar sergileyen bir başka ülkeye komşusu dahi olsa tahammülü olmayabilirdi.
Ancak son dönemde Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Yunan makamlarına yönelik açıklamaları ve Ege'de hakça bir barış iklimi oluşturmaya yönelik sergilediği yapıcı tavrı Yunan makamları da kazanım olarak hanesine yazmış olmalı ki olumlu adımlar art arda geliyor.
SAVAŞI DESTEKLEYENLER
Yıllarca Rusya'ya karşı kışkırtılan Ukrayna'nın durumu ortada... Sadece Ukrayna'nın da değil. Kiev'i savaşa yönlendiren Avrupa'nın da bu süreçte birçok kaybı oldu. Rusya ve ABD savaşıyor gibi yaparken, ABD Ukrayna'ya destek veriyor gibi yaparken aylardır savaşın tüm olumsuzluklarıyla en başta Ukraynalılar ardından ise Avrupa uğraşıyor. Gıda krizi, enerji krizi derken krizlerin ardı arkası kesilmiyor.
Sürekli bir kısır döngü içinde savaş daha çok savaşı besliyor ama kazanan taraf diye bir şey yok. Rusya, dünyanın süper gücü olma ideallerini kaybedip imajını zedelerken, Ukrayna ise en başta vatandaşlarını, ekonomik gücünü, tarımını, tarihini kaybediyor. Yani savaşın tarafları için de destekçileri için de kayıptan başka yol yok. Başkan Erdoğan'ın başka birçok konuda olduğu gibi bu konudaki vizyonerliği de farkını ortaya koyuyor. Erdoğan'ın da dediği gibi, "Savaşın kazanını, barışın kaybedeni olmaz."