• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞENER MUTER

Birbirimizi Nasıl Daha İyi Anlayabiliriz?

sener.muter@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.12.2016, 00:00

Bir ressam yeni bir tablo üzerinde çalışırken farklı çizgileri ve değişik renkleri bir araya getirerek denemeler yapıyor. Öyle ki, yeni tabloyu önce kendi gözlerinde canlandırıyor. Vermek istediği görüntüye uygun olacak renkleri ve çizgileri özenle seçiyor. Renklerin çeşitliliği ve tuval üzerindeki dağılımı tablonun görkemli ve anlamlı olmasını sağlıyor. Konuyu bireysel yetenek geliştirme açısından ele alırsak güzel konuşmak ve etkili yazmak da resim yapmaktan farklı bir süreç değil.

Yabancı Kökenli Kelimeler

Yüz yüze konuşurken, yazı yazarken ve topluluk karşısında sunum yaparken düşüncelerimizi sade ve akıcı bir dille anlatma alışkanlığını kazanmalıyız. Bir ressamın tablosundaki güzellik nasıl hemen fark ediliyorsa, karşımızdaki insanlar da konuşmalarımızın ve yazdıklarımızın güzelliklerini fark edebilmelidir.

Ana dilini iyi bilen, anlaşılabilir ve akıcı konuşan insanlar düşüncelerini daha iyi ifade edebiliyor ve daha başarılı olabiliyor. İletişim becerilerimizi geliştirmek için anlamını iyi bilerek kullandığımız kelime dağarcığını zenginleştirmeliyiz. Oysa sınırlı sayıda kelimelerle konuşuyoruz. Uzmanlara göre gençlerin günlük yaşamda kullandığı kelime sayısı 300'ü aşmıyor. Bir başka deyişle genç kuşağın anlamını iyi bilerek kullandığı kelime dağarcığı giderek azalıyor.

Türkçemiz yıllardır yabancı dillerin etkisi altında bulunuyor. Dilimizde kullanılan Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince kökenli kelimeler var. Dilimizde günlük yaşamda kullanılan yabancı kökenli kelime oranı yüzde 60'a ulaşıyor. 100 binleri aşan söz varlığımıza karşılık günlük yaşamda birkaç yüz kelime ile konuşma Türkçe için tehlike çanlarının çalmakta olduğunu gösteriyor. Dil yanlışlarının çoğu Türkçe sözlüğe ve yazım kılavuzuna bakmamaktan kaynaklanıyor.

Anlamını iyi bilmediğimiz yabancı kökenli kelimeleri kullanırken dikkatli olmalıyız. Özellikle, Türkçe karşılığı varsa, onların yerine yabancı kelimeleri kullanıp ana dilimizi zayıflatmamalıyız. Günlük yaşamda birkaç yüz kelimeyle konuşuyoruz ve konuşmalarımızda giderek daha çok sayıda yabancı kökenli kelimeleri kullanıyoruz. Bu önemli bir konu ve bunun temel nedenini anlamak da öyle kolay bir iş değil.

İnternet Argosu

Özellikle genç kuşakların giderek daha az kelimeyle konuşmasının çeşitli nedenleri var. Bunların en önemli olanları ülkemizdeki eğitim sisteminden kaynaklanıyor. Ezberlemeye dayalı öğrenme alışkanlığı genç kuşakların düşünme ve araştırma yeteneklerini sınırlandırıyor. Eğitim sistemimizin çoğunlukla test çözme üzerine kurulu olması da olumsuz etkiler yapıyor. Ayrıca küçük yaşta yabancı dil eğitimi genç kuşakların ana dildeki kelime dağarcığı önünde birtakım engeller oluşturuyor. Bilgisayar terimleri ve internet argosu da aynı şekilde etkili oluyor.

Ana dilimizi iyi bilmeliyiz ve doğru kullanmayız. Dilimize giren yabancı kelimeler çoğaldıkça anlaşılabilir olması ve etkinliği giderek azalıyor. Konuştuğumuz dil karmaşık bir hale geliyor. Dil eleştirisi zamanla kültür eleştirisi haline dönüşüyor. Bu nedenlerle yabancı bir dil öğrenirken ana dilimize de sahip çıkmak büyük bir önem taşıyor. Bir başka deyişle, ana dilimize sahip çıkamazsak birbirimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA