• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Zirveden uçuruma: Napolyon

ZEKİ HOZER

Zirveden uçuruma: Napolyon

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30 Kasım 2025

John Gibson Lockhart, İngiliz edebiyatının biyografi türünün önemli yazarlarından ve Napolyon hakkından en değerli eserlerden birisini kaleme almıştır. Napolyon öldüğünde, Lockhart, genç bir delikanlıydı. Neredeyse Napolyon'un bir çağdaşı olarak eserini oluşturdu.
Napolyon, bugünkü Avrupanın neredeyse tamamını kendi imparatorluğu altında topladı. Fransa zaten kendi vatanıydı. Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz, Belçika, Hollanda vs. tüm ülkelerin hakimiydi. Mısır ve Moskova'yı bile zaptetti.
Napolyon efsanesinin tüm dünyayı sarstığı zamanlarda, O'na unutulmaz bir yenilgiyi Türklerin tattırması ilginçtir. 10 Mayıs 1799'da, Mısır seferinde, Akka Kalesi'nde, Cezzar Ahmet Paşa, bizzat Napolyon'un komuta ettiği kuşatmada, tarihi bir başarı kazanarak O'nun ilerlemesini durdurdu!. Akka sonrası Kahire'ye dönerken, Napolyon'un şu sözleri söylediği kaydedilir: "Akka'da durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu ele geçirebilirdim!" Napolyon'un, Paris'e askeri okula eğitim için geldiğinde, kötü Fransızca konuşan bir Korsika milliyetçisinden Fransa'nın en büyük kahramanına dönüşmesi, ya da bir askeri deha ve stratejist olmasından tüm Avrupa'yı kapsayan siyasi ve hukuki reformlarla Avrupa Birliği'nin kurucu ruhunu meydana getirmesine kadar giden süreç, O'nu dünya tarihinin unutulmazları arasına sokarken, bir yandan da St. Helena adasında tutsak bir imparator olarak son yıllarını geçirmesi dramatik bir yaşam öyküsünü oluşturur.

HATALAR SİLSİLESİ
Lockhart'ın da belirttiği gibi, bu yazgı ya da çöküş, büyük oranda kendi yaptığı hatalardan kaynaklanmıştır. Hatta şunu itiraf etmiştir: "Kabul etmek gerekir ki, talih beni şımarttı. Otuz yaşıma gelmemiştim ki, büyük bir güç sahibi olarak, hayal bile edilemeyecek muazzam olayları yönlendiren birisi haline gelmiştim." Burada yazar haklı olarak, yoksulluktan kıvranan kimsenin bilmediği bir isim iken, ün, servet ve gücün zirvesine tabir yerinde ise bir anda geçen Napolyon'u, bir kişilik olarak kavramının ne kadar güç bir şey olduğunun altını çizer. Dolayısı ile böylesine parlak bir kaderi yorumlamak da öyle her sıradan fani için mümkün olmayacaktır. Ancak yine de Napolyon'un mizacındaki değişiklikleri, yaptıkları eylemlerden izlemek mümkündür.
Bunun günümüzdeki tanısı megalomani olacaktır! Kendi yeteneklerinin, insanüstü şeyler olduğuna inancı tam olduğundan, tüm yasaların uygulanmasını despotik cezalarla zorlarken, bu yasaları kendisinin çiğneme hakkı olduğundan şüphe bile etmez. Kendisi bir Tanrıdır ve karşısındaki insanlar, sadece boyun eğmekle mükellef canlılardır! Bazı eylemleri şeytanca olsa bile, beklediği bu eylemlere saygı ve hayranlık duyulmasıdır! Lockhart, konu buraya gelince bir şiir alıntısı yapar:

"İster sıradan bir insan ol, ister krallara baş eğdiren,
İmparatorluklar da kursan, kendi arzularına hakim olamazsın,
Başkaları ne düşünür nelerden korkar anlarsın da,
Kendi kusurlarına kör kalırsın, böyledir kader,
İstediğin kadar parlamış ol, bir bakarsın tacın gider!"

İMKANSIZ MÜCADELE
Kitabında Lockhart, kendi ülkesi olan İngiltere'nin, bu öyküdeki unutulmaz rolünü de yazmadan geçemez. 'Napolyon'a karşı bu büyük savaş baştan itibaren bir ilke doğrultusunda, bitmeyen bir azimle, gözünü kırpmadan sürdüren İngiltere olmasa, başarılı olunması imkansız bir mücadele olurdu. İngiliz ulusunun, istikrarlı ve özgür bir düzenin, parlak bir zeka tarafından yönetilen anarşinin kaosuna ve despotizmin bencilliğine karşı sağladığı muazzam faydaların farkına varacağını ve bu faydalara gereken önemi vereceğini umuyoruz" diye not düşer. Lockhart, 613 sayfalık Napolyon'un hayatına dair kitabını, toplumlara dair bir sosyolojik ve siyasal analiz ile bitirir, "Sosyal ve politik düzenin yapısında, en azından bir nesle mutlak bir sefalet yaşatmadan, şiddetli ve ani değişiklikler asla meydana gelmemiştir." Antik çağlardan Büyük İskender, modern tarihsel dönemlerde de Napolyon, neredeyse dünyadaki tüm askeri ve siyasi liderlerin idolü olmuştur. Bu bağlamda, bu büyük dehanın hayatının ayrıntıları okuyuculaımın ilgisini çekecektir diye düşünüyorum. Tavsiye ederim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.