• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Çantada keklik görmenin bedeli

HÜROL DAĞDELEN

Çantada keklik görmenin bedeli

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14 Haziran 2011
Hiç kimse dövünmesin, CHP İzmir'de neden Ak Parti'ye fark atamadı, diye...
CHP'li milletvekili adayları ne kadar çalıştı ki, seçmen gördüğü ilginin karşılığını versin.
Hiç çalışmadılar ya da dostlar alışverişte görsün misali, aramızda "göründüler"...
Açtılar seçim bürolarını, nutuk atacakları seçmenleri beklediler.
Oysa Türkiye artık değişiyor, toplum da... Bunu fark edemezsen, bu yenilgi gibi birinciliğe katlanırsın.
Aynı hatayı sadece İzmir değil, Antalya da yaptı Mersin de...
Sonuç ortada.
***
Seçimden önce uyarmıştım aslında; isim ve parti vererek değil, aksine bütüne seslenerek...
Dedim ki o yazımda, "Seçim büroları açarak bu iş olmaz. Halkın tek tek elini sıkacak, gönlünü alacaksın" diye...
Bir başka yazımda ise, "İzmir çantada keklik değil" imasında bulunarak...
Haklı çıktım mı, çıktım.
İzmir'den yeni dönemde milletvekili seçilen, takdir ettiğim CHP'li politikacılardan Alaaddin Yüksel itiraf ediyor, "Halkın ayağına gidemedik" diye...
Geçmiş olsun.
Peki Ak Parti ne yaptı? Tam aksi...
Bir kere "İzmir CHP'nin kalesi değil" dediler, iddiaları da "Bu şehrin insanı, Anavatan'a da oy verdi, DYP'ye de... Hatta geçmişte Menderes'e en büyük desteği İzmir verdi. Demek ki, İzmir parti değil toplumsal bilincin kalesi" idi.
Gerçekçi bir bakış...
Milletvekili adayları sokak sokak gezdi, halkın arasındaydı. Örneğin Ertuğrul Günay'ı Pasaport'ta bir kahvede tavla oynarken, Binali Yıldırım'ı da vapurda halkla sohbet ederken gördüm.
Umut veren, güleç bir yüzle...
Onlar bu çabayı gösterirken ortada hiçbir CHP'li yoktu. Sahi neredeydiler?
Ak Parti halka inmenin ödülünü, seçim gecesi aldı. İzmir'de belki CHP'nin önüne geçemedi ama ciddi bir şekilde yaklaştı. Milletvekili sayısında başa baş gitti.
Türkiye genelinde sonuç ortada.
***
CHP'nin Türkiye çapındaki yenilgisini ise başarısızlık olarak görmüyorum ben...
Aksine, liderleri Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde 6 ay gibi kısa sürede önemli bir yol aldılar. Kılıçdaroğlu'nun gitmediği kent, köy kalmadı. Yıllarca, "Politbüro" zihniyetiyle yönetildiği için, Türkiye'yi doğu-batı diye ikiye ayıran ve birçok kente gitmeyen eski dik kafalı CHP yönetiminin aksine, Anadolu insanının ayağına gittiler.
Ellerini sıkıp birlik mesajı verdiler. Hal hatır sordular.
Bunun sonucudur ki, birçok Doğu kentinde CHP'nin oyları az da olsa yükseldi, partili "Artık burada da varım" dedi.
35 yıl sonra CHP'nin Sakarya'da milletvekili çıkarması, işte bu çabanın ürünüdür.
Onun için, CHP'linin umutsuz olmaya hakkı yok. Ortada birkaç çatlak sesin çıkması, moralleri bozmasın. Onları dikkate bile almam ben, bu sadece öç alma istediğidir.
CHP için asıl hüsran, eski zihniyetin geri gelmesidir. Buna partililer izin vermemeli...
Sonuç olarak CHP doğru yolda gidiyor. Sonuçlarını gelecek seçimlerde alacağına inandığım bir ışık veriyor parti yönetimi...
İşin özü budur.

GÜNÜN SÖZÜ

Komşunu sev ama bahçe duvarını yıkma.
Herbert

Avni Anıl'ı özlüyoruz

Çocukluğum, sanat müziği şarkıları eşliğinde geçti. Hem annem hem de babamın sesi güzeldi; bu yüzden, şarkıların çoğunu ezbere bilirim...
Babamın Nat King Cole ve Frank Sinatra hayranlığı da cabası...
Fakat aklımda kalan, belleğime yerleşen üç şarkı var; "Biraz kül biraz duman", "İçimde nice uzun yılların özlemi var" ve "Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un"...
Üç şarkının altında da besteci olarak tek imza var, Avni Anıl...
***
Duygu, obje ve müziğin tanısını ustaca birleştiren, nostaljik tada nesnelerle değer katan Anıl, bu yönüyle Türk Sanat Müziği'nin en yetenekli bestecilerinden biriydi.
Kuşkusuz her bestecinin kendine özgü bir yeteneği, müziğe kattığı renk ve ahenk, dinleyiciye verdiği duygu zenginliği vardır.
Ama Avni Anıl başkaydı.
***
Örneğin Ağla Gitar... 6'lı yaşlarımın favori şarkılarından biriydi. Teyzemin görümcesi Şükran Abla, çok güzel gitar çalardı, onun tellere dokunduğu her an, içimde yaşama sevinci oluşurdu.
Bir de şu şarkıyı söylerdi, her gitarı eline alışında:
"İçimde nice uzun yılların özlemi var; ağla gitar, çal çal, çal gitar..."
Bu şarkıyı hep birlikte söylerdik, sesi çok hoştu. Onun ustalığında gitarla şarkının birleştiği o an, benim için unutulmazdı.
Hala o dakikaları özlemle anarım. Bu şarkıyı da o yüzden hiç unutamam.
***
Ya "Biraz kül biraz duman, o benim işte"... İnsanoğlunun ruh halini bundan daha iyi anlatan şarkı olabilir mi?
Ya hüznün doruğa çıktığı "Bu akşam bütün meyhaneleri dolaştım İstanbul'un"...
Daha bunlar gibi onlarca şarkısı var Avni Anıl'ın.. Hepsi de çok sevildi, yüreklere kazındı.
Hangisini sayayım:
"Rüya gibi uçan yıllar, az biraz durun durun biraz."
"Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun."
"Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir."
Onlar yüzlerce şarkıdan sadece birkacı... Hepsi de dillerde, gönüllerde...
Dün o, gazeteci kökenli muhteşem müzik adamını yitirdiğimiz dündü. Her geçen gün özlemle anıyor ve onun bestelediği gibi şarkılar 'beyhude' bekliyoruz.
Ama yok.
O güzel insan, 3 yıl önce meçhule göçüp gitti ansızın... Bize de onu şarkılarında özlemle yaşamak kaldı.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.