Anne olduktan sonra öğretmen olanlardanım... İyi ki de olmuşum... İki yaşındaki kızımla üniversiteyi bitirmeye çalışırken ara ara 'Bu zorluklara değecek mi?' diye sormuşumdur kendime... Sonrasında sınavı kazanacağımı bile bilmeden bir macera peşinde mi koşuyordum, hatta ona ayıracağım vakitten çalarak kızımın hakkına mı giriyordum?
Malum, annelik hiç bitmeyen suçluluk duygusu çünkü... Ama dünyanın en doyurucu duygularından aynı zamanda da... Ona eşdeğer ikinci duyguyu öğretmenlikte yaşadım çok şükür... Sınıfa girdiğinizde yaşadığınız etkileşim, sevgi bağı sadece öğretmenliğe mahsus bir hediye... Tüm zorluklarına rağmen öğretmenseniz şanslısınız...
SEVGI EMEKTİR
Ne için uğraştıysanız o kıymetliniz değil midir? İnsana, hayvana, bitkiye ya da bir eşyaya duyduğunuz sevgi hep onun için harcadığınız çaba ile orantılıdır. Öğretmenliği de öğretmene bu kadar çok sevdiren verdiği emektir kanımca. Aynı konuyu defalarca anlattığınız, her seferinde de ilgi çekici hale getirmeye çalıştığınız bir emek bahsettiğim...
Ya da sınıf içinde ve dışında öğrenci ile hemhal olduğunuz, sorunları ile bütünleştiğiniz... Mesai saati kavramının olmadığı bir mesleğin zorlukları var bir de... Okul dışında da sıkı hazırlığın gerektiği... Bu zamanda teknoloji bağımlısı çocukların gündem dışı kalmış konulara ilgi duymasını sağlamaya çalıştığınız. Beraberinde yenilikleri de yakalamak için uğraştığınız. Eğitimin temel amaçlarını uygulayamamanın farkında olarak, sınavlara hazırladığınız çocukları motive etmeye çalışırken zaman zaman kendinizle ters düştüğünüz ki, en zoru bu olmalı... Yüzde onluk dilimle girdiğiniz fakültede aldığınız dört yıllık eğitimi ve tecrübelerinizi hiçe sayarak size baskı oluşturan velileri ikna etmeye çalıştığınız...
BİR GÖNÜL İŞİ
Bu liste, uzar gider ancak son olarak öğretmenin öğrenciyi sınava hazırlamakta gereken eğitimi veremediğini de hatırlatmak gerekir.
Eğitimin amacı elbette sınavlara hazırlık değildir. Öğretmenin çok daha önemli görevi çocuğun sosyalleşmesini sağlamak, toplumsal kültürü çocuğa aktarmaktır. Çocuğa vizyon, misyon kazandırmak , ülkesi için çalışmaya motive etmek bunun için de vatanını, milletini sevdirmek ve temel değerleri kazandırmak öğretmenin temel görevlerindendir.
Böylesine önemli görevler ise ancak iyi bir uzmanlık ve adanmışlık ile gerçekleştirilebilecektir. Toplum özellikle de veliler öğretmenlerin uzmanlığına güvenmek zorundadır.
Bunun için ise öğretmen; alan bilgisi, pedagojik formasyon kadar genel kültür ve günümüz koşullarına uygun olarak da kendini geliştirmek zorundadır. Aksi takdirde ilk yaşanacak sorun öğrenci ile bağın kopması olacaktır. Görüldüğü gibi öğretmenlik, zaman zaman dile getirildiği gibi kolay icra edilebilecek bir meslek değildir. Bu yüzden severek isteyerek tercih edilmelidir. Uzaktan eğitim döneminde dahi bu işe kalbini vermiş öğretmenlerimizin neler başardıklarına, öğretmenliğin gönül işi olduğuna bir kez daha şahit olduk.
24 KASIM
Çarşamba günü öğretmenler günü... Öğretmenlerimizi anacağımız, hak ettikleri gibi yücelteceğimiz bu günde dileklerimiz de olacak hiç kuşkusuz...
Tüm zor şartlara rağmen, içini sınava hazırlık dışında gerçek amaçlarla da doldurduğumuz öğretmenliğin keyfini yaşayabildiğimiz, saygınlığımızı tekrar kazandığımız nice mutlu günlere diyeceğiz mesela... Toplumu şekillendirecek , bunun için çalışan tüm öğretmen arkadaşlarımın gününü şimdiden kutluyorum...Sorunların çözümlendiği, uzmanlığımızın değer kazandığı günlerin gelmesi dileği ile...