Hayat en büyük öğretmen, öğrenebildiğimiz sürece... Her öğreti ise kendimiz olabilme, doğrunun yanında yer alabilme temeline dayanmakta.
Yani hayat bize yaşattıkları ile 'sen önce kendini değersizleştirme' demekte...
Kendi değerimizi fark etmek ve üstüne daha da fazlasını eklemek insan olmakla mümkün... İnsan olabilmek ise değerlerimize uygun yaşayabilmekle...
Ve o değerleri doğru belirleyebilmekle.
Sağlam temeller üzerine oturtulan kişiliğiniz en büyük gücünüz olacak yaşam denen süreçte. Yani, doğrularınızla dik durduğunuzda, ilk elde edeceğiniz iç huzurunuz olacak... Bazen bedeli yalnızlık olsa da; sizi korkutmayacak... Kendinize duyduğunuz saygı, kendinizle buluşmalarınızı da zenginleştirecek çünkü..
AİT OLAMAMAK
Diklenmeden dik duran insanlara ihtiyacı var dünyanın... Çünkü duruşu belli olmayan insanın hayat çizgisi de belli değildir.
Hayat çizgisi belli olmayanlardan yaşama dair ne bekleyebiliriz? En güçlü insanların duruşu olan kişiler olduğunu görmekteyiz. Kişilere ve ortama uyum sağlamak ile omurgasızlığı karıştırmaktayız günümüzde. Her yerin ve durumun adamı olmak, hiçbir yere ait olmamak aslında... Kısa vadede kazandığını sananların savrulmaları kişi ve mekanlar ile sınırlı kalmamakta, ruhlarını da paramparça etmekte. Hayatta duruşunuz varsa, asaletiniz ile konuşulacaksınız.
Çünkü bir gruba, sınıfa ya da zümreye ait olmaktan çok daha önemlisi duruşunuzun olmasıdır.
GERÇEK SINAV
Hayatta her şey geçici... Herkes biliyor ve unutuyor bu gerçeği... Mal, mülk, makam, mevki vs. öldüğümüz güne kadar bizimle kalsa dahi, öldüğümüz gün ödediğimiz bedeller ve kişiliğimizden verdiklerimiz konuşulacak. Bir gün sonrası bile beklenmeyecek, hemen o gün...
Nerede, nasıl duracağımız tamamen hayat görüşümüzle ilgili. Ve bu duruş olumsuzluklar olsa dahi bozulmamalı. Bu olumsuzluklarda veririz asıl sınavı çünkü en çok. Ve biliriz ki, her şey gibi olumsuzluklar da geçici... Geçip bittiğinde hala kendimiz olarak kalabildiysek eğer, yaşayacağımız gururu sonuna kadar hak etmişizdir. Kibirsiz gurur da, o asil duruşun göstergelerinden biri değil midir?
Hayatta en büyük meziyetlerden biri de kararlılık. Kararlı olmak ise yine duruş ile mümkün. Size güç veren duruşunuz kararlılığınızın da teminatı olacaktır.
Charles Bukowski, Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez. Ama yalnız ve dik durmak için gerçekten çok şey gerekir demiştir. Unutmayalım ki, dik duruşumuz sadece bize güç vermeyecek, olumsuzlukların içinde umut aşılayacaktır bir çok kişiye... Öyleyse Cahit Zarifoğlu ile bitirelim: Bir duruşu olmalı insanın;
Bir bakışı, bir anlayışı, bir aşkı, bir davası olmalı...