Bir araya geldiğimizde konu dönüp dolaşır çocukluğumuza gelir, o günlerin ne denli güzel olduğundan dem vururuz... Bizim kuşağın eski günlerin güzelliğinden bahsetmesi basit bir nostaljik duygudan ibaret değil artık... Gittikçe sıkıcı hale gelen ya da getirilen bir dünyada yaşıyoruz.
Pandemi daha da tedirgin hale getirdi bu süreci.
Çocuklar uzun bir süredir farklı bir çıkış yolu buldular. Sanal dünyada sosyalleşmeye, oynamaya başladılar.
Bu süreç bizleri endişelendirse de, yapılacak bir şey yok deyip evden çıkamayan çocukların bağımlılıklarını adeta eli kolu bağlı izlemek zorunda kaldık.
Son zamanlarda sıkça konuşulan metaverse kavramı ise çocukların bambaşka bir dünyaya yol aldıklarını, hatta bu dünyaya hazırlandıklarını düşündürttü bizlere.
Eskiden öğretmen ne söylerse doğru oydu. Çocukken evdeki fikir ayrılıklarında en değerli argümanımız öğretmenimizin öyle söylemesiydi. Okul değerliydi, bilgi kaynağıydı çünkü. Uzun süredir ise okulun yerini internet daha doğrusu web2.0 yani ikincil nesil internet hizmetleri (Google drive, youtube, facebook vb.) aldı. Ekrandan aldıkları bilgiye daha çok güvenir oldular...
Sadece bilgi almak değil elbette ekranda geçirilen saatlerin amacı.
Oynadıkları oyunlar, kurdukları dünyalar da gittikçe ekranla bağlarını güçlendirdi.
Metaverse ise pandemi ile çok daha sıkıcı hale gelen gerçek yaşamdan başka bir alan sunacak çocuklara.
Bizler gibi bu hayatın güzelliklerini yaşamamış çocukların önüne çok cazip gelecek bir dünya serilecek.
Minecraftta kendilerine dünya yaratmaya alışmış olan çocuklar ise çoktan hazır metaverse'e. Elbette minecraftla kıyaslanmayacak büyüklükte bir dünya bahsedilen.
Hatta öyle bir hale gelecek ki, hem metaverseteki hem de fiziki dünyadaki yaşam bir arada yürütülemeyecek, ikisinden birini seçmek zorunda kalacak çocuklar. Ve tabii hangisini seçeceğini tahmin etmek de zor değil. Yatağına özel giysileri ve gözlükleri ile uzanıp gün boyu oradaki yaşamını kuracak.
Kendi avatarını belli bir seviyeye getirmek için gerçek dünyaadaki parasını harcayıp, sanal alemdeki dünyasını güzelleştirmek isteyecek. Seyahatler, arkadaşlıklar, işi hep metaverse üzerinden olacak. Özel giysiler ile yatağında uzanırken nörolinkler ile yüzme keyfini, belki bir dağın zirvesinden hızla kayma, çeşitli arkadaşlarla futbol oynama hislerini yaşatacak metaverse. Üstelik bunları istediği kişilerle, belki de hayran olduğu ünlülerin yakınında yapabilecek.
Başta çok cazip ve masum gelse de, zamanla metaverse gerçek dünyadan kopmaya sebep olacak.
Kendilerini o dünyaya ait hissedenlerin metaverse vatandaşlığına geçebileceğini dahi söyleyen uzmanlar var.
Zamanla kendi avatarlarına level atlatmak ve daha iyi bir yaşam sunmak isteyenler sadece metaverse için çalışır hale gelebilecekler. İnternet çok merkezli hale geleceği için ise metaverse ile savaşabilmek çok da mümkün olmayacak.
Bu dünyada olup da orada olmayan hiçbir şey olmayacağı hatta fazlası bulunduğu için ikna çabalarımız da sonuç vermeyecek.
İlk başlarda keyifli tarafını göreceğimiz metaverse'ün, zaman geçtikçe insanı kendi doğallığından uzaklaştırıp hepimizi bir oyuncak haline dönüştürdüğüne şahit olacağız. Üstelik çok da uzakta değil, işin uzmanları denemeleri başlayacak bu dünyanın etkinleşeceği tarih için 2025'i göstermekte.
Öyleyse çok geç olmadan sormalı, hayal kurmaya bile zaman bulamayan çocuklar test kitaplarına gömüldükleri, sıkıcı okullarda uzun saatlerini geçirdikleri, fiziki arkadaşlıkların keyfine varamadıkları bu dünya yerine metaverse'ü tercih etmekte çok mu haksız olacaklar?
Çocuklarımızı hazırlamaya çalıştığımız dünya umduğumuzdan çok daha farklı bir çizgiye kaymakta.
Matrix ve Black Mirror filmlerinden tanıdığımız korkutucu sahneleri yaşamak işten bile olmayabilir.