ABD Başkanı Donald Trump, çok güvendiği bir iş adamı Tom Barrack'ı Ankara Büyüleçisi ve Başkanlık Suriye özel temsilcisi olarak yetkilendirdi. ABD Ankara Büyükelçisi Barrack, 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinde olan Lübnan'da doğdu. Yani ailesi Osmanlı vatandaşıydı. Ankara'ya geldikten sonra kökenini şöyle anlattı: "Hayatımda ulaştığım tüm başarılar aslında iki şeyin sonucu.
Amerikan özgürlüğü, yani sıfırdan bir şeyler başarma becerisi ve bu da muhteşem Osmanlı DNA'sıyla birleşince elinizde bir tür kültürel altıncı his elde ediyorsunuz. Bu da tabii ki buraya atfedilebilir.
Çok mütevazı bir aileden geliyorum. Bir kargo gemisinin dibinden geldiğimiz bölgeye geri dönmek, Türkiye'de yanyana diplomatik bir konuma gelmek hayatımın en büyük fırsatı."
BÖLGESEL BİR ÖNEM
Büyükelçi Barrack, önceki gün Türkiye'de ilk mülakatını bir TV'ye verirken, Suriye'nin geleceğine ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki ABD aparatı PKK-YPG-SDG'yi tasfiye etmek yolunda hassas çalışmalar yaparken, ABD Ankara Büyükelçisi Barrrack'ın açıklamaları çok kıymetli. Barrack "Herkes Türkiye'den büyük bir NATO müttefiki diye bahsediyor. Son derece bölgesel bir öneme sahip.
Başkan Erdoğan ile Başkan Trump çok iyi bir ilişki içinde" dedikten sonra, dikkat çekici sözler sarf ediyor: "ABD'NİN SURİYE POLİTİKASI SON 100 YILDAKİ POLİTİKAYA YAKIN OLMAYACAK.
Çünkü,yaptıklarımız hiçbiri işe yaramadı. Suriye'de SDG'ye (PKK-YPG) verilen bir müttefiğe verilen bir destek.
Kongremiz için çok önemli bir faktör.
Onları yeni bir Suriye hükümetine entegrasyonuna yönlendirmek çok ama çok önemli. Herkesin beklentilerinde makul olması gerekiyor. Başkan Trump, Başkan Erdoğan inanılmaz bir şey yaptı.
Bu yeni rejime şans vereceğini söyledi. Hiç kimse bunu tahmin etmemişti. Tabii ki, bizim askeri üslerimizin azalması da önemli. 8 üsten, sonunda bire düşecek."
'DİNİ ÇEKİŞME YOKTUR'
Barrack açıklamalarını sürdürüyor:
'Türkiye İsrail'i tanıyan ilk ülkelerden biriydi. Yani dini bir çekişme olduğu, tamamen gerçek dışıdır. Dini bir çekişme yoktur.
Geriye dönelim; 48'ye, 67'ye, 6 Gün Savaşı'na, Ürdün Nehri'ne, Golan Tepeleri'ne geri dönelim.
Golan Tepeleri, suyla ilgilidir aslında, güvenlikle ilgilidir. Her iki tarafta da güven eksikliği ile ilgilidir.
Dürziler için de aynı şey geçerlidir.
Türkiye'nin de zaten Suriye topraklarında gözü yok. Herkes için bir tuvaliniz var, yeni bir ticari alan olarak önümüzde bir tuval var.
Burada Türk şirketleri, Körfez'den gelen para, İsrail'den gelen yaratıcılık, yani mümkünse yeni bir aşiret dışı deneyim de işbirliği yapabilir. müttefiki olarak değil" diyor. ABD Ankara Büyükelçisi Barrack'ın bu açıklamalarına bakınca, Suriye yönetimine entegre etme ve Türkiye ile İsrail'in arasının düzeltilmesini de düşündüklerini anlıyoruz.
Başkan Erdoğan, önümüzdeki hafta ve sonraki hafta Amerika'ya gidecek. Trump ile baş başa, son derece önemli Suriye'de PKK'nın tasfiyesi, ABD'nin PKK-SDG'ye verdiği silahların nasıl geri alınacağı, ABD askerlerinin Suriye'den nasıl çekileceği ve Gazze'de soykırım yapan insan kasabı Siyonist Netanyahu'nun durdurulması gibi hassas dosyaları masaya açacak.
SURİYE'DE PKK-YPG-SDG'NİN TASFİYESİNDE SON DURUM ŞÖYLE: 26 MAYIS 2025. Başkan Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile İstanbul'da görüştü. Görüşmede Erdoğan'ın, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, ülkenin ve ordunun tek bir merkezden idare edilmesinin" önemli olduğunu söyledi. Görüşmede terörsüz Türkiye, PKK-YPG-SDG'nin tasfiyesi ele alınırken, Türkiye ile Suriye ikili ilişkileri ve iş birliğinin SAVUNMA, enerji, ulaştırma başta olmak üzere her alanda geliştirilmesi değerlendirildi.
SURİYE AYAĞI. PKK'nın silah bırakma sürecinde gözlerin çevrildiği yerlerden önemlisi Suriye.
OYALAMA TAKTİKLERİ
Erdoğan, Azerbaycan gezisi dönüşünde, "SDG -Suriye Demokratik Güçleri hâlâ oyalama taktiklerine devam ediyor.
Bundan vazgeçmeleri şart. Alınan kararların uygulamasını çok yakından takip ediyoruz. Aslolan sözlerin mutabakattaki takvime uygun şekilde hayata geçirilmesidir.
Suriye Cumhurbaşkanı Sayın Ahmed Şara ile görüşmelerimiz bu yönde oldu. Arkadaşlarımızın Suriye ile görüşmeleri de devam ediyor" dedi. Suriye Cumhurbaşkanı eş-Şera ve ABD aparatı Şahin Abdi arasında imzalanan entegrasyon anlaşması neler içeriyor?
Anlaşmanın genel çerçevesini belirleyen maddelerın içeriğine bakıldığında, herhangi bir özerklik, federasyon ya da otonom bölgeye işaret edilmiyor.
KOMİTELER KURULACAK
Özellikle dördüncü madde anlaşmada oldukça kritik görünüyor.
Bu maddeye göre, SDG'nin uhdesinde yer alan tüm kurumlar merkezi idareye entegre edilecektir.
"Sınır kapıları, havaalanı, petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere kuzeydoğu Suriye'deki tüm sivil ve askeri kurumlar Suriye devletinin idaresine entegre edilecektir." Mutabakata imza atan taraflardan biri olan ABD aparatı Mazlum Abdi, anlaşma metninde "SDG Genel Komutanı" ya da "general" olarak nitelendirilmemiş, yalnızca "Bay Mazlum Abdi" ifadesi kullanılmıştır. Şam yönetimi ile SDG arasındaki müzakere sürecinde SDG unsurlarının orduya katılımı tartışma konusu olmuştu. Bireysel katılımların söz konusu olacak. Prokolun yerine getirilmesi için komiteler kurulacak, 2025 yılı sonuna kadar entegrasyon tamamlanacak.
SDG'nin bazı kaynaklara göre 40 bin ila 60 bin savaşçısı olduğu ve bunların 20 bin ila 30 bininin YPG'ye ait olduğu tahmin ediliyor. Cumhurbaşkanı Eş-şara -Suriye hükümeti, adem merkeziyetçi (yerinden yönetim) modelini reddediyor. AP heyeti, PKK-YPG-SDG Yürütme Meclisi ile bir araya geldi. Burada,özerk yönetim tezgahlarımın değerlendirildiği öğrenildi. Fransa'nın sinsi temasları sürerken, PKK'nın Kandil'deki aparat başlarının da kirli temaslar içinde oldukları gözleniyor.
SONUÇ
KARARLI TÜRKİYE. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de PKK-YPG-SDG'nin tasfiyesinde son derece kararlı. A,B ve C planları var. A planı, Suriye yönetimine entegrasyon sürecini dikkatle takip ediyor. B ve C planı GEREKENİ YAPMAK.
2025 yılının sonuna kadar, SDG bünyesindeki silahlı unsurların dağıtılmaması halinde, TÜRKİYE'Yİ Suriye ordusuyla birlikte askeri bir müdahaleyle tasfiye etmesini HİÇBİR ODAK ENGELLEYEMEYECEK.
Suriye topraklarında tek silahlı güç olarak yalnızca Suriye ordusu kabul edilecek. Hiçbir silahlı yapı, blok olarak ordu içinde asla yer almayacak.
Eğer entegrasyon sağlanmazsa, Suriye yönetimi kendi önlemlerini alacak.
Türkiye de bu süreçte Şam yönetimine destek vermeye hazır. NOKTA.
