Fransa'da siyahilerin ve Mağrip kökenlilerin bazı plajlara alınmadığı duyumları üzerine ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı SOS Racisme derneği bir sosyal deney yapıyor. Deney kapsamında SOS Racisme derneği üyeleri, müşteri tutumlarını gözlemlemek için ülkenin güneyinde plajlarıyla ünlü Fransız Rivierası'ndaki otel ve plajlara gidiyor.
Deney kapsamında, siyahi bir çift, Kuzey Afrika asıllı bir çift ve beyaz bir çift plajlara giderek şezlong kiralamak istiyor.
Gidilen 6 plajın 2'sinde görevliler, siyahi ve Kuzey Afrika asıllı çifte yerleri olmadığını, dolu olduklarını söylerken, beyaz çift için kısa sürede şezlong buluyor.
SOS Racisme yetkilileri, telefonlarla kayıt altına aldıkları deneylerin ardından, ayrımcılığa uğrayan çiftlerin söz konusu plaj ve oteller hakkında suç duyurusunda bulunacağını, kendilerinin de davaya müdahil olacağını belirtiyorlar.
Görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından ise çok sayıda kullanıcı başka plajlarda da benzer muamelelere maruz kaldıklarını aktarıyor.
IRKÇILIK RAPORU
Fransa İçişleri Bakanlığı'nın bünyesindeki istatistik servisi SSMSI'ın 21 Mart Irk Ayrımcılığıyla Mücadele Günü vesilesiyle yayınladığı yıllık ırkçı, yabancı düşmanı veya din karşıtı suçlara dair rapor Fransa'da bu durumun ne kadar ileri boyutlara taşındığını gözler önüne seriyor. Raporda Fransa'da 2021'de polis ve jandarma teşkilatının, 12 bin 500 ırkçı, yabancı düşmanı ve din karşıtı suç kaydettiği, bunun sadece güvenlik servislerine intikal eden suçları kapsadığı ve ırkçı eylemlerin küçük bir bölümünü oluşturduğu bildirilmiş.
Bunların 6 bin 300'ünün yüksek ve orta seviyede suç kategorisine girdiği, 6 bin 200'ünün ise sadece para cezasına yol açan suçlardan oluştuğu belirtilen raporda, bu sayının 2020'ye göre sırasıyla yüzde 16 ve yüzde 14 artış anlamına geldiği ifade ediliyor.
Raporda, güvenlik güçlerine intikal eden her 5 ırkçı suçtan 4'ünün hakaret, provokasyon veya alenen aşağılama olarak vuku bulduğu kaydediliyor.
Dijitalleşme, teknoloji, evrenin keşfi gibi gelişmeler maalesef bazı şeyleri hiç değiştirmiyor. Atomu parçalayan, dünyayı değiştiren insan, ne yazık ki kendi egolarını ve ön yargılarını kırmakta başarısız. Özellikle Fransa gibi demokratik ve insan haklarına önem verildiği iddia edilen bir ülkede insanların hala bu tür davranışlara maruz kalması gerçekten inanılır gibi değil.