Başlığın devamına şu iki kelimeyi ekleyelim; uçuş için. Gerçekten inanılmaz hareketler izliyoruz küresel piyasalarda. Altın yatırımcısı yerlerde sürünüyor, tam ayağa kalkmaya hazırlanıyordu ki bir kez daha silindir geçti üzerinden. Bu arada, hisse senedi yatırımcıları da tam tersi keyif sürmeye devam ediyorlar. Faizlerde gerilediği için tahvil pozisyonundaki tasarruf sahipleri de memnunlar durumlarından.
Borsa İstanbul 2013 yılına 79 bin 168 bin seviyesinde başlamış. Geldiği yer dün itibariyle 92 bin 152. Yılbaşından bu yana endeksin yükseliş oranı yüzde 15'i aşıyor. Dolar bazında da BIST 100 Endeksi 5 doları aştı. Borsayı böylesine coşturan nedir? Kritik sorunun birkaç temel yanıtı var. Birincisi, Merkez Bankası yukarıdan gelen mesajları bu ayda dikkate alıp bir kez daha faiz indirimine gidebilir beklentisi. Aslında, Mayıs ayını pas geçmesi gerekiyor. Çünkü, bırakın enflasyon, cari açık, sermaye akımları ve kredi hacmini baskılama gibi bazı ana belirleyicileri, Amerika'da hafif ivmelenen faiz oranları bile Merkez Bankası'nın bu ay indirim yapmaması için önemli bir neden olarak görünüyor. Gerek borç alma ve borç verme faiz oranları gerekse haftalık repo faiz oranında 25 baz puan indirim gelme olasılığı baskılardan artıyor. Faiz indiriminin yanı sıra "rezerv opsiyon katsayısında da" artışa giderse o zaman piyasada bir miktar daha likidite bırakmış olacak, bankalar TL yükümlülüklerini dövizle karşılayacaklarından.
ABD SEYAHATİ
İkincisi ise, ABD'ye yapılan çıkartma. Çok sayıda üst düzey yönetici ile gerçekleştirilen seyahat sonunda Türkiye ekonomisine belirgin katkı yapacak işbirliği açıklanırsa beklentisi de piyasalarda ılık rüzgarların esmesine neden oluyor. Avrupa Birliği'nin kısa süre önce ABD ile yaptığı "serbest dış ticaret anlaşmaları" Türkiye'yi bir yerde teşvik etmişti. Şimdi uygun iklim yakalanmışken benzer şekilde ABD ile Türkiye arasında STA imzalanabilir. Artı diğer ikili anlaşmalarda devreye girebilir.
Üçüncüsü, malumunuz, ABD seyahati akabinde verilecek not artırım kararı beklentisi. Geçen ay ABD, tabii perde arkasında, S&P'nın not artırması için motive etmişti. Sanırım bu arada bir şekilde Moodys motive olmuş görünüyor her nedense. Dördüncü bir faktörü de listeye dahil edelim, gelişmiş ülke merkez bankalarının ortalığı dolar ve euro ile doldurmaları. Likidite müptelası piyasa aktörleri belli miktar dolar almazlarsa damardan krize giriyorlar ve tepki olarak satış stratejisi izliyorlar.
Borsa yükselmeye devam eder mi? Teknik analiz sonuçlarına göre biraz daha yol görünüyor BIST 100'e. 200 günlük hareketli ortalamalara göre 92 bin 600'de ve aşarsa 93 bin 200'de dirençler görünüyor. Aşağıda ise 91 bin 400 ve 90 bin 500 destek noktaları. Hemen şu eklemeyi de yapalım; borsanın çıkışı güçlü momentumla olmuyor. Diğer bir deyişle genele yayılan bir artış izleyemiyoruz. Genelde banka hisseleri ve BIST 30'dan bazı kağıtlar. Toparlarsak, beklentiler endeksin yukarı yönlü hareketini destekleyecek gibi görünüyor. Arada bir kar realizasyonlarını atlamayalım...
FAİZLER AŞAĞIYA
Faizlere gelirsek...
Merkez Bankası'nın 25 baz puanlık faiz indirimi diğer faizlerin de inişini teşvik edecek kuşkusuz. İki yıllık gösterge tahvil faizleri yüzde 5'in çok az altında ve çok az üstünde dalgalanıyor bir süredir. Not artırım beklentisi, mali performans seyri ve CDS baz puanı faizlerin aşağı yönlü inişini destekliyor. Kredi temerrüt takasında (CDS) ilk kez 112 puan gerçekleşti. Merkez Bankası'nın beklenti anketine göre TCMB repo faiz oranı beklentisi Mayıs ayında yüzde 4.86'ya çekilmiş yüzde 5.35'den. Borsa İstanbul repo piyasasındaki tahmin biraz daha iyimser; yüzde 4.58.
Son olarak, altın hakkında çok kısa değerlendirme yapalım. Altın vadeli işlem sözleşmelerinde kısa pozisyonların artması, buna karşın uzun pozisyonların azalması fiyatların aşağı hareketini sürdüreceği sinyali veriyor. Aynı zamanda, borsa yatırım fonları da altını azaltıyorlar portföylerinden.
Sözün özü, hisse senedi ve tahvillere kazanç, altına kayıp rolü biçildi şimdilik...
