• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yüksek büyümeye rağmen işsizlik neden yeterince düşmüyor? CAHİT SÖNMEZ

Yüksek büyümeye rağmen işsizlik neden yeterince düşmüyor?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.11.2017, 00:00

Bu sorunun yanıtını ararken akla ilk olarak "acaba büyüme hızı pek inandırıcı değil mi?" şüphesi geliyor. Şüpheye gerek yok. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) web sitesinde büyüme ile ilgili her türlü detay bilgi var.
Hesaplama yöntemi, "özel ve kamu kesimlerinin büyümeye yaptıkları katkılar", "hangi sektörlerden büyümeye hangi oranda katkı gelmiş" bunları net bir şekilde görebiliyoruz. Madem büyüme de pek sorun yok o halde büyüme hızı ile işsizlik oranı arasında neden asimetri var?
Nedenlere geçmeden önce TÜİK'in açıkladığı son işgücü piyasası verilerine kısaca bir göz atalım...
Ağustos ayında işsizlik oranı yüzde 10,8 seviyesinde gerçekleşmiş. İşgücü nüfusunu yukarıdan 64 yaş ile sınırlandırdığımızda işsizlik oranı yüzde 10,6'ya iniyor. Geçen yılında aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 11,5'lerde imiş. Tarımı dışarıda tuttuğumuzda ekonominin ne kadar istihdam yaratabildiği bizim için daha anlamlı bir veri oluyor. Tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 12,8 düzeyinde kalmış. Genç nüfusta durum daha kötü. 15-24 yaş aralığını kapsayan gençlerde ise genel işsizlik düşmesine rağmen yükselme olmuş. Yüzde 19,9'dan yüzde 20,6'ya çıkmış. İki pozitif gelişme de gözlemleyebiliyoruz son verilerde... İşgücüne katılanlar yüzde 53,7 kadar çıkarken, sosyal güvenlikten mahrum çalışanların oranı da yüzde 35,1'e kadar düşmüş.

ÜÇ TEMEL NEDEN

Gelelim büyüme hızı ile işsizlik oranı değişimindeki asimetrinin nedenlerine...
Birincisi üretken alanlarda yeterince üretim gerçekleşmiyor. Gayrisafi sabit sermaye oluşumundan makine teçhizat gibi üretken ve verimli üretimlerin ne kadar yapıldığını görebiliyoruz. Bir ekonomide bir yıl içerisinde yapılan özel ve kamu sektörü yatırımlarının toplamını veriyor bu parametre... Alt kalemlerine baktığımızda bazı çeyrekler hariç inşaat dışında kalan makine ve teçhizatların toplam içinde yüzde 50'lerde kaldığını görüyoruz.
İkincisi 15 yaş ve üstü işgücü nüfusu olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla işgücü verileri toplam nüfus değil sadece işgücü nüfusu dikkate alınarak ortaya çıkarılıyor. Her dönem işgücüne katılımlar olduğundan istihdam edilenlerde artış olsa dahi yine artan bir rakama oranladığımız için işsizlik rakamı büyüme hızına yeterli tepkiyi veremiyor. Ağustos ayında 1 milyon 299 bin kişi katılmış işgücü nüfusuna...
Buna karşın Ağustosta 1 milyon 355 bin kişi istihdam edilmiş. aradaki fark küçük olduğundan işsizlik oranındaki gerilemede düşük kalmış.

SENKRONİZASYON ÖNEMLİ

Üçüncü neden ise ekonominin ihtiyacı olan işgücü ile eğitim sisteminin senkronize olmaması...
Sahip olduğumuz üretim faktörlerine göre beşeri sermaye yaratmalıyız. Daha açık bir ifade ile işgücü ihtiyacına uyumlu meslek liseleri ve üniversite bölümleri ve kontenjanları belirlenmesi gerekiyor. Tabi coğrafi yayılımda bu faktörlerle uyumlulaştırılması hayati önem taşıyor. İşte bu senkronizasyon bozukluğu da işsizlik oranının olması gereken yere gerilemesini engelliyor.
Özellikle son olarak vurgulamadığımız sorun yapısal olarak çözümlenmediği sürece istihdam seferberliği yada yakın zamanda uygulamaya girmesi planlanan genç istihdam projesi gibi işsizliğe yönelik alınan palyatif önlemlerin etkisinin sınırlı kalacağı gerçeğinden kaçamayacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA