Ben Altay gibi İzmir'in ve Türk futbolunun simge takımının 3. Lig'e düşmesini içime hiç sindiremiyorum. Anlı şanlı isimler, "Altay'ın sembolüyüm" diyenler nasıl içlerine sindiriyor ve "Amaaaan Bana ne" diyebiliyorlar, bir türlü anlayamıyorum. Ki o camiada bir sezonda eski parayla trilyon verse kılı kıpırdamayacaklar var, onu da biliyorum, bu ilgisizliğe boşvermişliğe kahroluyorum.
Efsaneyi saygıyla anmak
Altay, 16 Ocak 1914'te Vali Rahmi Bey'in talimatlarıyla Vasıf Çınar ve Mustafa Necati Beyler'in öncülüğünde kurulmuştu. Kuruluş nedeni de, o devirlerde İzmir'de gövde gösterisi yapan Rum, Ermeni ve İtalyan takımlarının bu sultasına son vermekti. Altay bunu mükemmel yaptı. 1918'de İtalyan Garisaldi takımını 18-0 yenince İtalyan General Konsolosluğu öfkeden bu takımın faaliyetlerine son vermiş, kulübü kapatmıştı. Altay'ın gelişen tarihte 14 şampiyonlukla İzmir'in en çok şampiyon olan takımı unvanını aldığını, 1966-67 ve 1979-80 sezonlarında Türkiye Kupası'nı kazanışını, Türkiye'yi Avrupa Kupalarında temsil eden ilk takım olduğunu, 3 kez Kupa Galipleri, 3 kez de Fuar Şehirleri Kupası'nda (şimdiki UEFA) oynadığını nasıl unuturuz?
Cihangir Marmara'ya emanet
Altay'ın büyükleri kulüplerini unutup "Uzaktan merhaba"yı seçince kongre üzerine kongre yapan siyah-beyazlı kulüp daha önce İzmirspor'da da başkanlık yapan avukat Cihangir Marmara'ya emanet edildi. Marmara son derece çalışkan, idealist bir başkan ama, eti ne budu ne. İmkanları ölçüsünde birşeyler yapmaya, camiayı hareketlendirmeye çalışıyor ama netice alabildiğini söylemek zor.
Yüce bir davranış
Altay'ın ağababaları kulübün şimdiki durumuna ilgisiz kalırken yıllar önce Altay formasını terleten Akhisar Belediyespor'lu futbolcu Merter Yüce, yüce bir davranışla yetiştiği kulübün bu sezonki kramponlarını (futbol ayakkabısı) yolladı, katkı yaptı. Dilerim Merter Yüce'nin bu yüce davranışı isimleri kulüple birlikte anılan, oradan isim yapmış büyükleri (!) de hareket geçirir ve Altay hiç olmazsa amatör kümeye düşmekten kurtulur. Ne dersiniz yaparlar mı ?
pazar gırgırı
99 numaralı sandal
Sandal kiralama servisinde sorumlu müdür, gölün kenarına kadar gelerek megafonu ile gölün ortasındaki sandala doğru bağırdı:
"99 numaralı sandal... Zamanınız doldu. İskeleye dönünüz..."
Aradan dakikalar geçtiği halde sandal geri dönmeyince, anonsu tekrarladı:
"99 numaralı sandal, hemen dönün yoksa saat farkı ödemek zornda kalacaksınız..."
"Anormal birşey var patron..." dedi yardımcısı.
"Bizim 75 sandalımız var. 99 numaralı sandalımız hiç olmadı ki!.."
Kepinin altından başını kaşıyarak:
Kahretsin..." dedi müdür sonra megafonu tekrar kaldırdı "66 numaralı sandaaallll" diye bağırdı ve ekledi:
"Paniklemeyin, kurtarma motoru şimdi yanınıza geliyor."