İzmir kozmopolit bir kent. Karadenizliler, Konyalılar, Sivaslılar gibi Türkiye'nin sayısız illerinin dernekleri var burada. Gidin size o kentte hangi valiler, hangi belediye başkanları ya da siyaset ve iş aleminin ünlüleri kimler hepsini sayarlar. Ya İzmirliler... İzmir'in İstanbul ve Ankara başta hiçbir kentte dernekleri yoktur. Eskiden Ankara'da vardı, o da kayboldu gitti.
İzmir'e hizmet edenler emri-hak vasıl olup da ebedi istirahatgahlarına defnedildi mi, bitti. Ne ararız, ne sorarız. İzmir'i Sevenler Platformu Başkanı Sancar Maruflu ile EKÜP Başkanı Okan Yüksel'in dışında ne anan var, ne soran, ne de yaptıkları işleri, hizmetleri bilen.
Osman Kibar, İzmir'de adı "Asfalt Osman" a çıkan Demokrat Parti, Adalet Partisi ve Doğruyol Partisi'nin egemen olduğu yıllarda uzun yıllar belediye başkanlığı yapmış, büyük hizmetler vermiş, 1000 kişilik üyesi bulunan Ege Bölgesi Sanayi Odası'nı kurmuş sembol bir insandı.
5 Mart'ta 31.ölüm yıldönümü vardı.
Aileden futbol federasyonu eski başkanı, şimdinin İzmir Ticaret Odası Başkan Adayı Mahmut Özgener dahil tek kişi bile yoktu. Sancar, Okan, Mardinli Şeyhmuz Alptekin ve 5 kişi.
HAPSE GİRMEYİ GÖZE ALMIŞTI
Ve İhsan Alyanak. O da İzmir'e büyük hizmetlerde bulunmuş, iz bırakmış bir belediye başkanı. Hapse girmeyi göze alarak Alsancak Garı'nın karşısında İngiliz Kilisesi'nin bahçesinden bir bölümü götürerek İzmirlilerin trafik sorununu çözmüştü. İngiliz Hükümeti bize "Kilisemizi nasıl kamulaştırırsınız?" diye nota vermişti. Alaybey'de birkaç evi yıkmayı göze alarak şimdi gidilen yolu açmıştı. Alyanak'ın 3 Mart'taki 9. ölüm yıldönümünde Kokluca Kabristanı'ndaki kabri başında oğlu Tevfik, torunu, devrindeki yardımcısı Nimet Haytabay ve toplam 9 kişi. Nerdesiniz CHP'liler? Nerdesiniz İzmir Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları? Artık anlaşıldı ki İzmirliler vefayı İstanbul'da ünlenen bir içecek sanıyorlar. Yazık, çok yazık.
RENKLER ÜLKESİ İRAN...
Recai Şeyhoğlu yine yollarda. Bu kez İran... Etkilendiği ve sevdiği bu insanların beslendikleri kaynakları görmek, izlerini sürmek, onların yaşadığı ortamlarda soluk almak için düştü yollara. Belki de Beyatlı'nın söylediği "Hafız'ın bahçesindeki bir gül"ü görme sevdası....
Bu kitap Şeyhoğlu'nun İran ile ilgili izlenimleri içeriyor.
Yaşadıklarını aktararak, düşündürerek, ülkemizle kıyaslama yaparak...
Hepsinden önemlisi önyargılarımızı yıkarak.
Haberiniz olsun, Recai Şeyhoğlu vitrinlerde yerini aldı.
DÜNYA KAÇ ARŞIN?
Hoca'ya bir gün sormuşlar. "Dünyanın boyu acaba kaç arşındır?" O sırada yoldan bir cenaze geçiyormuş. Hoca tabutu göstererek vermiş cevabı:
"Bu soruyu bana değil, şuna sorun.
O bilir. Bakın; ölçmüş, biçmiş gidiyor."
ÜÇ ÇEŞİT DOST
Baki'ye dostları, kaç çeşit dost olduğunu sordular. Baki "üç çeşit dost vardır" dedi ve sıraladı:
1- Bir dost vardır, gıda gibidir.
Sen onu ararsın.
2- Bir dost vardır, ilaç gibidir. Gerektiğinde ararsın.
3- Bir dost daha vardır, Hastalık gibidir. O seni arar.