İlginç bir konu ile yazıma başlamak istiyorum.
Son yüzyılın garip ilişki kaosu.
Kadınları bu sınıfa alabilir miyiz? Bilmiyorum ama erkeklerin çoğunluğunun teşkil ettiği ve kadınların mustarip olduğu bir erkek modeli. Nedir bu sendromun açılımı diye sorarsak; ilişki yaşamaktan ve yaşasa da bunu sürdürmekten kaçan erkekleri "ıssız adam" diye adlandırmış durumdayız. Bu tip bir erkekle romantik ilişki yaşayan kadınlar için artık yeni bir tarz türemiş oluyor. "Yakınlaşmaktan korkan, duygusal yönden mesafeli ve hatta ayrılık anında çok soğuk davranan erkek", kısaca "ıssız adam"lar, bu olgunun içinde gerçekten mutlular mı?
Temelinde narsist duyguları barındıran bu tür erkekler, kadınların korkulu rüyası olmasına rağmen sahte bir özgüven geliştirdikleri için bazen cazip bile gelebiliyor.
Terk edilmeye yatkın bu tarz adamlar bunu çok iyi bildikleri için, genelde erken davranıp çoğu kez terk eden oluyorlar.
Yalnız, zeki mesafeli ve çekici tavırlarıyla kadın üzerinde sahte bir uyuşturucu etki bırakıyorlar. "Feth" etme duygularının altında kendini sevdirme çabası bulunuyor.
Gizli bir sevgi açlığı içinde yaşadığı halde, hayata teslim olmak istemiyorlar.
Kaybetme korkusu her zaman en büyük düşmanları. Issızlığın ardındaki gerçek neden, yalnız kalmanın verdiği boşluk duygusuyla karışık, kendini dünyadan kopmuş hissetme durumudur.
Yalnızlık çeken bu ıssız adamlar kendilerini kalabalık ortamlarda da gösterirler. Bazen, son derece eğlenceli ve neşeli, bazı zaman snop, eleştirici tavırlarıyla anlık değişimlerinin altında hep kaybolma korkularını barındırmaktadırlar.
Kendi düzenleri ve sistemlerini kimsenin bozmasına izin vermezler. İçlerinde fırtınalar kopsa bile ser verip, sır vermezler.
Kendilerini farklı göstermek onlara garip bir haz verir. Yorucu ve oyalayıcıdırlar.
FİLMİ ÇOK SEVİLMİŞTİ
Issız Adam, yönetmenliğini Çağan Irmak'ın yaptığı 2008 yapımı Türk melodram sinema filmi. Başrollerini Melis Birkan ve Cemal Hünal'ın paylaştığı film, modern yaşamın insanları nasıl yalnızlaştırdığı anlatır. Bir kitap dükkanında tesadüf eseri karşılan, birbirinden tamamen farklı iki karakter olan Alper ve Ada'nın hayatları o günden itibaren bambaşka bir yöne evrilir.
Varlıklı Alper, önemli bir restoranda, üst düzey bir aşçıdır. Hayata dair pek bir beklentisi olmayan yalnız adamın tek tutkusu eski plakları dinlemektir. Cinsel hayatı sorunlu olan bu adam aşkı hiç tatmamıştır.
Ada ise hayat dolu, zeki ve sosyal ilişkileri kuvvetli olan münzevi bir kızdır.
Hayatını Beyoğlu'ndaki küçük dükkanında, diktiği çocuk kostümleriyle kazanmaktadır.
Bu iki farklı kişiliğin arasında o ilk anda filizlenen şey, ikisini de yıllar sürecek bir drama doğru sürükler. Türk sinemasının en ses getiren yapımlarından biri olan Issız Adam, genel sinema izleyicisi tarafından bir hayli sevilmişti.
HAYAT PAYLAŞTIKÇA GÜZEL
Son dönemin ilişkileri yeniden bu filmi bize anımsattı. Her köşe başında her alanda karşımıza çıkıyor. İnsanı yalnızlaştıkça ilişkilerin seyri değişti. Karşımızdaki kişiye hesap vermek yorgunluk gibi geliyor. Oysa ki hayat paylaştıkça güzeldir unutmayalım. Özlemler ve kavuşmaların arasında, yol aldığımız kısa yol karşılaşmalarını yok saymayalım.
SÖZ
Dünya çok kalabalık, fakat insanlar hep yalnız.
(anonim)
