Bir ülkenin gelişebilmesi, ilerleyebilmesi, kalkınabilmesi, halkın refah ve huzur içinde yaşayabilmesi için izlenmesi gereken strateji ve tek yol güçlü bir eğitim sistemi kurmaktır. Güçlü bir eğitim sistemi sayesinde; düşünen, sorgulayan, soru soran, araştıran, okuyan, kendisini geliştiren, hoşgörülü insanlar yetişmektedir.
Hayatın her alanında başarının kaynağı 'insandır'. Bir ülkede ne kadar çok donanımlı ve nitelikli insan gücü artarsa o ülke o oranda güçlenmektedir. Bu sayede ekonomik performans artar, dışa bağımlılık azalır, suç oranları azalır, suiistimal azalır, üreten ve mutlu insanların sayısı artar. Kısacası eğitim sistemi bir ülkenin aynasıdır.
Bilimsel çalışmalara bakıldığında; anasınıfı, ortaokul ve lise sürecinde verilen eğitim kritik ve yaşamsal öneme sahiptir.
Çünkü bu yaş grubunda kişilik ve karakter oluşmakta, bireyler gelecek planlarını yapmaktadır. Bu nedenle ortaöğretim sürecinde çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmek ve onlara yatırım yapmak çok mühimdir.
Aile ve okullara büyük görev düşmektedir.
Ailelerin çocuklarını sevgi ve insani değerlerle yetiştirmesi, eğitimin en önemli aşamasıdır. Sevgi önce ailede başlar ve sevgiyle büyüyen çocuklar sağlıklı, erdemli, ahlaklı, vicdanlı yetişkinler olabilmektedir.
Aksi halde Lewis'in dediği gibi, "Değerler olmadan eğitim ne kadar yararlı olursa olsun, insanı daha zeki bir şeytan yapar."
ÖĞRENCİYE ÖĞRETME BECERİSİ
Eğitimin ikinci ayağı okuldur. Burada öğretmenlerden beklenti çok yüksektir. Bu kutsal görevi yürüten kişilerin çocuklara teşvik ve coşku yaratması, katma değer odaklı bakış açısı geliştirmesi, çağın gerekliliklerini takip ederek ders anlatması, çocuklara ufuk açması, özverili olması beklenmektedir.
Öğretmenin karnesi öğrencisinin durumudur. Ülkemizde çocukların daha iyi bir geleceğe sahip olması için fedakarca çalışan öğretmenleri kutluyorum.
Ancak sadece müfredat tamamlamak için ders anlatan, dersi anlamayan öğrencilere 'youtube izle' tavsiyesi veren, 'mesaimi doldurayım, maaşımı alayım' zihniyetine sahip kişiler bu kutsal mesleği bırakmalıdır.
Peter Dructer'ın, 'Ölçemediğiniz bir şeyi kontrol edemezsiniz' sözünden hareketle, öğretmenlerin 'öğretme becerisini ve öğrencilere sağladığı katkıları' analiz etmek, öğrencilerin de görüşlerinin alındığı bazı testler yapmak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın stratejik hedeflerine katkı sağlayacaktır.
BİLGİ FAYDAYA DÖNÜŞMELİ
Öte yandan eğitim üst yöneticilerinin stratejileri, amaçları, yaratıcı ve değer odaklı çalışmaları eğitimin vizyonunu ortaya koymaktadır.
Bu kapsamda İzmir İl Milli Eğitim Müdürü ve yönetim ekibi iyi bir gelecek için çalışmalar yürütmektedir. E-Twinning, Erasmus, Tübitak, Halk Eğitim, bilgi, resim, müzik, çeşitli yarışmalar ve patent çalışmaları böyle değerlendirilmelidir.
Ayrıca okulun hayata açılan bir pencere olduğunu, öğretmenlerin çocuklara rol model olması gerektiğini belirten İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Mücahit Yentür, "Çocukları sadece ders olarak değil sanatsal, sportif ve kültürel her anlamda yetiştirmek, daha önemlisi duygusal anlamda ve kişilik anlamında da önünü açmak önemlidir" sözleriyle, eğitimin bütüncül olması gerektiğinin de altını çiziyor.
Ülkemizin daha aydınlık bir geleceğe ulaşması, bilimin ışığında topluma faydalı çalışmaların üretilmesi, birbirine kenetlenen genç nesiller olabilmesi ve dünyaya model bir Türkiye için tek çaremiz gençlerimizdir. Gençler ışığımız, gençlerin gelişmesinin yolu ise eğitimdir.