• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Tekkeler kapanmadan önce-1

MEHMET DEMİRCİ

Tekkeler kapanmadan önce-1

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Kasım 2025

Bundan tam yüz sene önce 30 Kasım 1925'te tekkeler kapatıldı. Bu olayın hikayesini, mahiyetini, öncesini ve sonrasını, birkaç yazıda ele almak istiyorum.

Her toplumun bir dini vardır. Dinle insan ikizdir yani insanın bir maddesi bir de ruhu, bir dışı bir de içi olduğu gibi; dinin de, bir zahiri bir batını, bir dış yüzü bir de iç yönü bulunmaktadır. Dinin görünen yönüne şeriat, iç yüzüne hakikat denir. Hakikat, tasavvufun alanını teşkil eder.

İslam'ın doğuşundan beri, adı farklı olsa da bir tasavvuf anlayışı vardı. Bu anlayışın mensupları çoğalınca 12. yüzyıldan sonra kurumlaşma görüldü. Tasavvuf kurumlarına "Tarikat" denir. Tarikat yol demektir, bu yolun amacı insanın dini daha derinden yaşaması, ahlak olgunluğunu elde etmesi, Allah'la gönül bağını güçlendirmesidir.

Türkler Müslümanlığı genellikle tasavvuf yoluyla benimsedi. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli tarikatlere mensup toplum önderleri milletimizin dini, sosyal ve kültürel hayatında önemli hizmetler verdiler. Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Hz. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bayram, Şeyh Galip, Dede Efendi ve benzerleri tasavvuftan beslenen büyüklerimizdir.

Cihan Harbi ve Kurtuluş savaşı sırasında tekkeler ve tarikatler çoğunlukla bir durgunluk içinde olmalarına rağmen, verilen büyük mücadele onları da harekete geçirdi. Bir kaç örnek şöyledir: Çoğunluğunu Mevlevilerin teşkil ettiği "Mücahidîn-i Mevleviyan" (Mevlevi savaşçıları), İstanbul Yenikapı Mevlevihanesinden hareketle, dervişlerle birlikte Konya'ya doğru yola çıktı. Yol boyunca öteki tekke ve zaviye mensuplarının da katılmasıyle sayıları artan alay, Mevlana'nın huzuruna varıp oradan mücadelenin içine katıldı. İzmir Mevlevihanesi şeyhi Nuri Efendi'nin oluşturduğu 40 kişilik gönüllü topluluğu 8 Şubat 1915 târihinde bu alaya katılmak üzere yola çıktı.

KURTULUŞ SAVAŞINDA

Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi, İstanbul işgali sırasında, Anadolu'ya silah, malzeme ve yetişmiş insan nakledilmesinde önemli bir merkez görevi yaptı. Yaralıların tedavisi için küçük bir hastahanesi bile vardı. Eyüp'teki Hatuniye Dergâhı, dört beş dönümlük geniş bir arazi içinde olduğundan, burada da İstanbul'dan Anadolu'ya silah kaçırma ve haber akışını sağlama gibi çalışmalar yapıldı. İstiklâl marşımızın yazıldığı, Ankara'daki Tâceddin Dergâhı da, adı üstünde bir tekke idi.

İstiklâl savaşından önce ve sonrasında Mustafa Kemal'in tarikat şeyhleriyle yakın ilişki ve işbirliği içinde olduğu görülür. Anadolu'da 1919'da başlayan millî hareketle birlikte Mustafa Kemal, nüfuz ve tesir gücü olan şeyhlere ve tarikat mensuplarına mektuplar yazarak, onların bu harekete destek vermelerini istedi.

HACI BAYRAM'IN GÖLGESİNDE

23 Nisan 1920'de Meclis açılınca, Hacı Bektai Dergahı şeyhi Cemaleddin Efendi Kırşehir milletvekili olarak başkan vekili seçildi. İkinci Başkan Vekili ise Konya Mevlana Dergahı şeyhi Abdülhalim Çelebi oldu. İlk Mecliste tarikat şeyhlerinden Bayrami, Nakşi, Bektaşi ve Mevlevi tarikatlerinden kimseler bulunmaktadır. Ankara'da TBMM açılacağı gün bütün mebuslar Hacı Bayram Camiine gittiler. Hacı Bayram'ın tarikat sancağı çıkarıldı, okunan Kur'an ve dualardan sonra Meclise gidildi, orada alayı Mustafa Kemal Paşa karşıladı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.