Kadın olmak çok zor bir şey...
Görevler...
Sorumluluklar yap yap bitmiyor...
Üstelik, "kadınlık kuralları" yer, zaman, mekan, ülkeye göre falan değişmiyor...
Hep aynı...
Misal...
Koskoca ABD Başkanı'nın eşisin...
First Lady'likte son nokta...
Ama kocan ne yapıyor?
Ülkenin milli marşı çalarken, elini kalbine koymayı unutuyor iyi mi?
Peki şimdi, Donald Trump unutadursun, siz kendinizi Melania Trump'ın yerine koyun...
Erkekler bu bölümü anlamakta hayli zorlanacak ama kadınlar için kendilerini Melania'nin yerine koymak hiç de zor değil...
Bakın hissedilen duyguların benzeri aşağı yukarı şöyle...
- Bir davete gitmişsiniz, aaa o da ne? Kocanızın pantolonu çift dikiş ütülü... Skandal! Rezillik!
Olacak şey değil! Şimdi herkes sizin "ne kadar beceriksiz bir kadın" olduğunuzu düşünecek!
Geçen hafta, Yılın En İyi Kadın Oyuncusu Oscar'ını da almış olsanız, hissedeceğiniz duygu bu!
İnkar etmeyin!
- Mahallenin en dedikoducu teyzesi evinize açık renk çorapla gelmiş ve tüm ısrarlarınıza rağmen hem ayakkabısını çıkardı hem de terlik giymiyor. Aha!
Ödünüz patlıyor mu o çorabın tabanı siyah renge dönecek diye!
- Misafirliktesiniz. Kocanız, evde bin kez "Sakın o konuyu açma" diye tembihlediğiniz muhabbete girdi, girmek üzere...
Kaş, göz işaretiyle uyaracaksınız ama körolmayasıca sizinle göz teması kurmuyor. Neyse sakin olun, evde canına okursunuz, herkesin içinde çizginizden çıkmayın!
- Şık bir restorandasınız...
Yemek bitti... Şöyle köpüklü bir kahve söylediniz. Aaaa o ses ne?
Kocanız kahveyi hüpleterek mi içti? Yan masadaki çakma şarışın ile gözgöze geldiniz ve size şöyle en küçümseyenden bakış mı fırlattı?
Sakin olun...
Bakın, Melania'nin durumu sizinkinden beter...
Kadıncağızın kocası ki kendisi koskoca ABD'nin başkanı demiştik..
Ülkenin milli marşı okunurken, elini kalbine koymadı! Yahu size en fazla, yan masadaki hiç tanımadığınız kadın baktı...
Bunları dünya izliyor dünya...
Melania o sırada tırnaklarını yemek isterken ise Trump'ın dünya hiç umurunda değil. Milli marşı neredeyse ıslıkla eşlik ederek dinleyecek...
Öyle bir XXXL durumda...
Göz teması desen hak getire!
Adam, karısına bakmak yerine Amerika semalarındaki bulutları seyrediyor!
Peki ne yapsın Melania?
Bir tek seçeneği kalmıştı...
Ve yaptı!
Dünyanın gözünün önünde kocasını dürttü!
Bayağı bildiğin dürttü işte...
Bizim mahalledeki Rukiye Teyze'nin, 50 yıllık kocası Rıza emmiyi dürtmesi gibi dürttü kadın!
Fark burada ortaya çıktı ama...
Amerikalı ile Türk erkeği farkı...
Bizimkiler olsa, "Ne dürtüyon hanım" der!
Kadın, bir şeyi gizli yapmaya çalışırken, onu cümle aleme ilan etmek gibi bir huy var Türk erkeğinde!
"Sakın arkaya bakma" dersin, cümlen bittiği anda başını arkaya çevirip, "Nereye bakmayayım" der!
"Ayşe ile Mehmet kavga etmiş çaktırma" diye fısıldarsın, 5 oktavlık sesle, "Mehmetler kavga mı etmiş" diye bağırır ve o sesi Ayşe duyar!
Neyse listeyi uzatabilirim ama Trump'a geri dönüyorum...
Adamcağız, dürtülünce bir anda kendine geliyor...
"Melaniam yavru ceylanım ne dürtüyon beni" demek yerine, hemen elini kalbine götürüyor!
Zeki adammış vesselam!
Demek boşuna ABD Başkanı seçilmemiş!
Sözün özü...
Yazının başına dönersek...
Kadın olmak zor işte...
Türkiye, Amerika falan fark etmiyor...
Bırak, ne yaparsa yapsın, sen koy elini kalbine, söyle marşını, gerisini o düşünsün di mi?
Yoook!
Hayatımızdaki erkeğin illa "açığını kapatacağız!" Peki biz böyle bir misyonu üstlenmiş ve başarı ile sürdürürken, acaba erkekler bundan memnun mu!
Trump, Beyaz Saray yolundayken, Melania'ye, "Beni uyardığın için teşekkür ederim arım balım peteğim" mi dedi; yoksa "Amerikan halkının gözünün önünde sen beni niye dürtüp rezil ettin" diye arıza mı çıkardı!