Dün sabah, enteresan bir fotoğraf karesine yer vermişti gazeteler... Yan yana, kol kola gülümseyerek durmuş, iki teknik adam... Biri Abdullah Avcı, diğeri Okan Buruk... Alt başlıkta da yazan yazı; ' Her ikisinin kader maçı(!)' Normal zekalı biri olarak benim algıladığım mana, spor müdürlerinin, bilerek veya bilmeyerek, Kızılderili tamtamlarını çalmaya başladıklarının göstergesiydi, erken mi, çok da erkenden!
Beşiktaş'ın, sahaya süreceği onbiri çok merak ediyordum doğrusu... Cezalılar ve sakatlıklar sonrası Abdullah Avcı, o Lens'i, tekrardan şapkadan çıkartıp, sahaya sürer miydi acaba?
Neyse, Atiba ile Burak'ın ilk onbir de yer alması, biraz da olsa rahatlattı yürekleri... Haaa! Esas; geçen maçta inciler sıralayan Karius'taydı, tüm gözler bir biçimde...
HATALI KARARLAR
Koca bir ilk yarı, 'güzel!' olan bir şey yakalamaya çalışıyorduk periskobumuzla... Bazı Osmanlı Sadrazam'larının, mevcut makamlarını korumaya çalışmaları gibi, her iki teknik adamın 'korkak!' oyun düşüncelerini mi? Bunları, oyun alanında uygulayan neferlerini mi? Douglas gibi, müthiş pas hataları yapan bir 'şımarığı mı!' Skrtel ile Epurianu'nun esaretine giren Burak'ı, bir türlü topla buluşturamayan Beşiktaş orta alan oyuncularını mı? Yoksa; Suat Aslanboğa'nın, olur-olduk ve de ucuz kararlarını mı? Evet; gönül verenlere ve tribünlerde oturanlara verilebilecek en büyük 'cezayı!' Güzeli yazmak varken, istifledik istifledik, maalesef 'kötü!' tabloyu koyduk önünüze...
BURAK SAHNE ALDI
İkinci yarı mevcut durumu 'ayıktırır!' diye düşünüyorduk Abdullah Avcı'nın... Daha sahasına gömülen ve daha bir 'korkak!' anlayışın görüntülerini izliyorduk ne yazıktır ki!
Crivelli'den gelen o gol, en nihayetinde kaşeledi düşüncelerimizi..
Ve sayesinde, böylece, öne geçti Başakşehir... Burak'a yapılan hareketin sonucunda, sıkıla-sıkıla VAR'a giden Suat Hoca, gecenin en doğru kararını, penaltıyı verdi sonunda...
Burak; hem hocasını, hem tribünlerin 'Yönetim İstifa!' sloganlarının önüne geçti, attığı beraberlik golüyle...
Teknik adamlar, sanırız uzatmalara girdiler, aldıkları şu sonuçla!
Yine de altını çizmeli... Kartallar adına gelecek günler, epey karanlık(!) bu anlayışla, epey karanlık hem de(!)