Gelecekte karşılaşılacak yeni sorunların çözümünde alışılagelen eski yöntemler yeterli olamayacak. Daha verimli iş yapma ve çalışma modellerine ihtiyaç duyulacak. Yeni organizasyon ve yönetim sistemleri arayışları ön plana çıkacak. Klasik organizasyon yönetiminden esnek ve yatay organizasyon uygulamalarına geçiş hızlanacak. Bir başka deyişle yönetim piramidi tersine dönecek. Görev dağılımında da çok sayıda unvan gerekmeyecek. Görevler sadece iş tanımları ve unvanlarla değil, süreçler ve hedeflerle belirlenecek. Kuruluşlar katı hiyerarşi, klasik organizasyon şemaları ve yönergelerle değil, paylaşılan değerler, ortak hedefler ve yenilikçi düşüncelerle yönetilecek. Bu da ancak yeni liderlik anlayışıyla gerçekleşebilecek.
İnsan Kaynaklarıyla Stratejik Rekabet
Küreselleşen dünyada daha geniş kapsamlı bir kültür mozaiği oluşacak. Bir başka deyişle, gelecekte çeşitli kültürlere ve farklı deneyimlere sahip insanlarla muhatap olunacak. Dünyayı saran rekabet sorunlarıyla birlikte bu kültürel çeşitliliğin de iyi yönetilmesi gerekecek. Beşeri ilişkiler ve insan kaynakları yönetimi daha önemli hale gelecek. İnsan kaynakları sadece bir maliyet unsuru olarak değil, stratejik rekabet gücü olarak değerlendirilecek.
Artık şirket stratejilerinin sadece ulusal pazarlar değil, küresel pazarlar kapsamında da ele alınması zorunlu olacak. Şirket örgütlenmelerinin buna bağlı olarak yeniden yapılanması gerekecek. Ulusal hedefler, küresel gelişmeler izlenerek belirlenecek. Dünya pazarlarında nelerin olup bittiğini izlemeyen kuruluşlar küresel rekabette geride kalacak. Çalışan kimseler sürekli öğrenme, yenilik yapma ve verimliliği artırma yeteneklerini geliştirerek başarıya ulaşabilecek. Yenilik yapmaya ve sürekli gelişmeye öncelik vermeyen bir yönetim anlayışının başarı kazanma garantisi de olmayacak.
Gelecekte en değerli sermaye sıralamasında bilgi paradan daha önde yer alacak. Başarıya ulaşabilmek için bilgiye sahip olmanın ötesinde bilgiyi algılayabilme ve onu doğru değerlendirebilme yeteneği büyük bir önem kazanacak. İş dünyasında yoğun rekabet nedeniyle kas gücüyle çalışacak elemanlara duyulacak ihtiyaç zamanla azalacak. Kas gücü isteyen işler çoğunlukla makinelerle ve robotlarla daha ekonomik olarak yapılabilecek. Çalışan elemanlarda aranılan nitelikler arasında bilgi işçisi olabilme yeteneği ön plana çıkaracak. Onun için işbaşında eğitim ve bütünsel kalite yönetimi konuları daha çok önem kazanacak. Bilgi ve iletişim teknolojileri dünyaya açılan bir pencere gibi çalışan elemanların ufkunu genişletmeye devam edecek.
Bilgi Teknolojisi Altyapısı
İş yerleri aynı zamanda eğitim yerleri olacak. Bu şekilde verilecek eğitimler çalışanların uygulamalı bilgilere ulaşma becerilerini geliştirecek. Rekabetçi bilgi teknolojisine sahip olmayan kuruluşlar gelecekte daha çok zorluk çekecek. Bilgi teknolojisi altyapısı olmadan bir kuruluşun varlığını sürdürebilmesi kolay olmayacak. Bu koşullar yeni projeler ve yeni yatırımlar için de geçerliliğini sürdürecek. Yukarıda ele aldığım sorunları söylemek kolaydır. Ancak bu sorunlara tutarlı çözüm yolları bulmak hiç de kolay değildir. Dünyayı saran küresel rekabet ve hızlı değişim sürecinin ülkeler ve insanlar üzerinde oluşturduğu ekonomik ve sosyal baskılar her geçen gün artmaktadır. Gelecekte de başarıları sürdürebilmek için tüm kesimler yenilikleri ve bilgi kaynaklarını daha iyi algılama ve değerlendirme konularında özgün projeler geliştirmek zorundadır.