• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kültür ve havlu karşı karşıya OYA DEMİR

Kültür ve havlu karşı karşıya

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.08.2018, 00:00

Bayram tatili devam ediyor...
Her yer doldu, taştı... Yüzlerce bayram kutlama mesajı iletişim kanallarından akın akın geliyor... Mutluluk, huzur, sağlık, neşe, birlik, beraberlik, sevgi, saygı...
Her anımızda olması, yaşam biçimimiz haline gelmesi gereken değerleri özel günlerde hatırlamak, hatırlatmak, yaşamak ve yaşatmak çok önemli. En çok da gerçekten içselleştirerek, inanarak ve göstererek yaşamak...
Bütün güzelliklerinin yanı sıra, milyonlarca kişinin oradan oraya gittiği, normal olan nüfusun arttığı yerlerde ise; bir şekilde hayatın içine yerleşmiş anlamadığım bazı alışkanlıkları görmek ise maalesef kaçınılmaz oluyor...

YER TUTMA HER YERDE

En çok dikkatimi çeken ise; "yer tutmak için şezlonglara havlu bırakmak"...
Bir yaz boyunca en iyi otelden, en üst düzey insanların yaşadığı yazlık sitelere kadar hemen hemen her yerde; ne yazık ki bir şekilde hayatımızın içine yerleşmiş "yer tutma" meselesi dikkat çekip, düşündürüyor...
Halk plajlarında gördüklerimiz dışında; bir arabada on kişi, sokak artasında mayo değiştirmek, beyaz atletler ile dolaşmak, mangal yakmak, karpuz kesmek, başkasına ait olan evlerin bahçesine girip duş almak, her yere çöp atmak vb; genele açık konser organizasyonlarından, mitinglere, masanın belli olmadığı ama yine de belli bir eğitim ve kültür seviyesindeki insanların katılımı ile gerçekleşen özel yemeklere, kokteyllere ve özel plajlara, otellere kadar pek çok yerde "yer tutmak"...

NEDENİ NE OLABİLİR?

Neden yer tutuyoruz? Nasıl yer tutuyoruz?
Neden "havlu" atıyoruz? Üzerini örtüyoruz? Bundan daha önemli olan ise; bunun altında yatan psikolojik, sosyolojik ve kültürel neden ne olabilir? Şık bir otele gidiyorsunuz ya da özel bir yazlık sitedesiniz, herkes aynı ücreti ödüyor, aynı şartlarda sosyal alanlardan yararlanmak için eşit haklara sahip... Neden sabahın erken saatinde kalkıp, plaja giderek yan yana, hiç değişmeyen yerlerde, hatta ihtiyacından fazla şezlonga havlu atılır? Bir de; nerede ise günün yarısından çoğunda kalabalık plajda, üzerinde havlu ile şezlongu öyle boş hem de bomboş deniz kenarında, en iyi yerde durup bekletir bir insan?
Bütün yaz zaten artık boşverdiğim, kim ne yaparsa yapsın, denize girip çıkarım, bir kenarda bir sandalyede otururum dediğim, içten içe ise gerçekten anlamaya çalıştığım bu havlu, psikoloji, sosyoloji, kültür savaşını maalesef özel günlerde hiç ama hiç anlamıyorum...
Ya da neden insanlar uyulması gereken en basit kurallara, gözünün önünde kocaman kocaman yazılı olmasına rağmen uymak istemez? Neden sözlere dökülmese bile en basit görgü kuralları listesinde en üstlerde yer alabilecek maddeleri yok sayar...

YASAĞA RAĞMEN

Çocukları ile yer bulmaya çalışanlara ve üzerinde havlu ile boş duran şezlonglara bakarak bir yandan da yerde duran olta iplerine takılmadan plajda yürümeye çalışırken, kocaman "olta ve mızrakla balık avlamak yasaktır" cümlesine gözüm takıldı... Aynı anda, bir mesaj daha geldi telefonuma, bayram kuıtlama mesaji....
Sevgi, saygı dolu, birlik ve beraberlik içinde nice bayramlar...
Aklımdan ister istemez geçti; acaba ne zaman olmaması gerekenlerin üzerini örtmeyi bırakacağız? Ve acaba bir gün anladığımızda geç olabilir mi? Bir an durup düşünebilir miyiz? Şartlara uyum sağlamak için, üzerine örttüğümüz havlu ile bir an için o "yer"mi kazanıyoruz? Yoksa bu "havlu ile yer tutma" savaşının bedeli karşılığında kazandığımız şezlongdan daha fazlasını mı kaybediyoruz? Ve bir mesaj daha geldi.... Sevgi, saygı, birlik ve beraberlik ile nice mutlu bayramlar...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA