• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Hasta Adam: Avrupa BÜLENT ERANDAÇ

Hasta Adam: Avrupa

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22 Ağustos 2025

1945 yılında dünyayı paylaşan ABD Başkanı Roosevelt, İngiliz Başbakanı Churchill ve Rusya (Sovyetler Birliği) lideri Stalin'in 2. Yalta Konferansı'nı hatırlatan Alaska Zirvesi'nde ABD Başkanı Trump ile Rusya lideri Putin'in yaptıkları pazarlıklar, dünya jeopolitik dengelerini sarstı. Küresel ve Türkiye'nin başını çektiği etkili bölgesel ülkelerin beyin takımları harıl harıl Alaska Zirvesi'nin olası dalgalarını analiz eden raporlar hazırlıyor.
5 yıldan bu yana geleceği çok iyi okuyarak yeni dünyanın kodlarını çözen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya beşten büyüktür" sözüyle yeni dünya inşası tartışmaları artmıştı. Trump-Putin görüşmesine baktığımızda yeni dünya düzeni kurulurken neler olduğunu ve olası gelişmeleri daha net olarak görüyoruz. Trump-Putin, bir yandan Ukrayna'nın topraklarının altını üstünü paylaşırken diğer yandan da Kuzey Kutbu-Arktik denizinden Avrupa'ya, Asya'dan Ortadoğu-Afrika'ya kadar dünyayı çok yakından ilgilendiren yeni dinamikleri de tetiklediler.

TESLİM OLDULAR
Özellikle geçen 20. yüzyılda etkili konumdaki Avrupa'nın yeni yüzyılda hasta adamlığı gözler önüne serildi. Avrupa'nın hazin durumuızdırabı daha çok analizlere konu olacak. Muhakkak dikkatinizi çekmiştir. Alaska'da Trump-Putin görüşmesinde Avrupalı liderlerin hazin durumunu anlatan çok ilginç bir fotoğraf vardı. Avrupalı liderlerin hepsi boynu bükük, Trump'ın önüne dizildiler, babalarının yeni tavsiyelerini dinlediler. Bir Avrupa toprağı olan Ukrayna'yı bir anda unuttular, kendi ülkelerinin garantilerinin peşine düştüler, Rusya'dan korunmak için Trump'tan yardım isteyen pozisyona düşmeleri hazindi.

Beyaz Saray özellikle o fotoğrafı tüm dünyaya servis etti. ABDTrump resmen "Artık Avrupa'ya siz kartal değil, akbabasınız" mesajını verdi. Ukrayna-Rusya savaşını kışkırtan, destekleyen ve uzamasını isteyen Avrupalı liderler Ukrayna'yı satıp Trump'a teslim oldu.
Avrupa tasfiye olurken yeni dünya düzeninde ABD, Rusya (Çin) ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye birer kutup başı olacak gelişmelerin yaşandığı bir sürecin içinde olunduğu gözleniyor. Bu bağlamda ABD, Avrupa'ya trilyon dolarlık silah satarak kazanacak. Lakin AB, derin ABD-Trump'ın kollarında garantili bir hayat yaşayacak mı?

TÜRKLER KURTARIR
Ne olacak bu Avrupa'nın hali? soruma, Türkiye'nin değerli siyasetçi-diplomatı, eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Avrupa'yı Türkiye kurtarabilir" cevabını verdi.
Avrupa'nın jeopolitik bir yol ayrımında olduğunu ve Türkiye'nin ortaklığını göz ardı etmesinin kendi önemini yitirmesine yol açtığını vurgulayan Bağış, kıymetli okuyucularımız için derinlikli bir analiz yaptı: "Avrupa Birliği'nin geleceği ve küresel konumunu tekrar koruması için Türkiye ile olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Avrupa sıklıkla çelişkilerle dolu bir kıta olmuştur.
Zengin çeşitliliğe sahip ancak inatla bölünmüş, tarihsel olarak savaşlarla yıpranmış ancak barışa şiddetle bağlı. Avrupa, bugün kendini her zamankinden daha karmaşık ve belirsiz bir çağda buluyor. Modern jeopolitiğin ritimleri giderek daha çalkantılı hale gelirken Avrupa bir kez daha kendi 'ilgililik' sorunuyla boğuşuyor. Güç, kimlik ve güvenlikte sismik değişimler yaşayan bir dünyada Avrupa'nın durumu şöyle: İkinci Dünya Savaşı'nın küllerinden doğan AB, savaş alanlarını toplantı odalarına dönüştürdü ve acımasız düşmanlığın hüküm sürdüğü yerlerde bağlar kurdu. Ancak AB, geçmişin idealizminden kalma nostaljik bir yankıdan daha fazlası olarak kalacaksa evrim geçirme kapasitesini kanıtlamalıdır. İç dayanışmanın ötesine geçmeli ve gelecek için geniş kapsamlı, uyarlanabilir bir stratejiyi benimsemelidir."

Türkiye Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Avrupa güvenliği hakkında "Cin şişeden çıktı ve onu geri koymanın bir yolu yok" dedi. Fidan yeni Avrupa güvenlik mimarisinin parçası olacak Türkiye'ye muhtaç olduğunu vurguladı.

YENİ POZİSYON
Egemen Bağış, "Dünya bağlantı, çeviklik ve genişlik talep ederken Avrupa içe kapanmayı göze alamaz" diyerek analizini sürdürdü: "Genişleme artık sadece ekonomileri entegre etmek veya yasaları uyumlaştırmakla ilgili değil.
Hayatta kalmakla ilgili. AB'nin sadece küresel gelişmelere tepki vermekle kalmayıp aynı zamanda onları şekillendirebilen jeopolitik bir aktör olması için Türkiye'nin adaylığı ilgili olmaktan çok daha fazlası, vazgeçilmezdir" dedi.
Bağış, dikkati çeken vurgulamalar yaptı: "Türkiye'nin yeni pozisyonu, Doğu Akdeniz, Karadeniz bölgesi, Orta Doğu ve Orta Asya.
Bu sadece coğrafya değil; en saf haliyle jeopolitiktir. Boğaz'dan İran ve Suriye sınırlarına kadar Türkiye, farklı bölgeleri ve onların geleceklerini birbirine bağlayan bir tür bağ dokusunu temsil etmektedir.
Türkiye, Avrupa tarihinin, kültürünün ve coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olmuştur.
Ancak tüm bariz stratejik önemine rağmen, Türkiye'nin AB ile ilişkisi genellikle eylemsizlik, şüphecilik ve yanlış iletişim içinde boğulmuştur.
Katılım müzakereleri, siyasi tereddütlerin, kültürel endişelerin ve bürokratik engellerin oluşturduğu bir ağ içinde onlarca yıldır sürüp gitmiştir. Şimdi asıl soru, Türkiye'nin AB'ye ait olup olmadığı değil, AB'nin Türkiye olmadan ilgili kalıp kalamayacağıdır." Egemen Bağış, Cumhurbaşkanımız Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin yeni dünyadaki konumunu şöyle özetledi: "Türkiye benzersiz bir nüfuza, bilgiye ve deneyime sahiptir.
NATO üyesi olan Türkiye, hem askeri hem de diplomatik kapasiteye sahip olduğunu göstermiştir.
Aynı zamanda göç akışlarını yönetme, çatışmalarda arabuluculuk yapma, enerji koridorlarının güvenliğini sağlama ve çevresindeki kırılgan ekonomileri istikrara kavuşturmada da merkezi bir aktörüz. AB'nin enerji ithalatında, bu kaynakların ister Hazar'dan, ister Orta Doğu'dan, ister Kafkasya'dan olsun Avrupa'ya ulaşmak için Türk topraklarından veya yakınından geçmesi gerektiğini dünya çok yakından bilmektedir.
Dahası, Türkiye küresel tedarik zincirlerinde önemli bir lojistik merkezi olarak ortaya çıkmıştır. Dünya yeni ticaret yolları ve bölgesel bağımlılıklar etrafında yeniden kalibre olurken, Türkiye'nin altyapısı ve coğrafi konumu AB'ye hayati bir dayanıklılık sunmaktadır."

SONUÇ
Geleceği çok iyi okuyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, "AB'yi içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir" demişti. (28 Şubat 2025) Erdoğan'ın şu sözleri Avrupa'yı uyarmaktaydı: "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği Avrupa'yı kurtarabilir. Avrupa Birliği bu gerçeklerle ne kadar erken yüzleşirse kendileri için o derece hayırlı olacaktır. Biz hep olduğu gibi yapıcı bir anlayışla karşılıklı fayda ve saygı temelinde üyelik sürecimizi ilerletmek arzusundayız. Avrupa Birliği'nin ve Birliğe yön veren ülkelerin yanlışta ısrar etmekten vazgeçmesi gerekir." TRUMP'IN KOLLARINDAKİ AVRUPA'YA
TEKRAR HATIRLATIRIZ.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.