Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde birçok ülke lideriyle görüşme gerçekleştirmişti. Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Suriye Cumhurbaşkanı Şara, Katar Emiri Al Sani, Somali Cumhurbaşkanı Mahmud, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman ve Irak Başbakanı es-Sudani ile baş başa görüşmeler yapmıştı.
Erdoğan'ın Doha'da her liderle yaptığı baş başa konuşmaları çok önemli jeopolitik şifreler içeriyor. Nitekim, Doha'da Erdoğan ile Sisi görüşmesi sonrasında İsrail'in Doğu Akdeniz tezgahlarını bozan bir jeopolitik hamle geldi. Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Mısır, 13 yıl aradan sonra "Dostluk Denizi" adında Doğu Akdeniz'de 22-26 Eylül tarihleri arasında ortak tatbikat gerçekleştireceği açıklandı. Bu önemli gelişmenin Türkiye-Mısır ikili ilişkilerinin çok daha ileri seviyeye ulaşmasını ve karşılıklı ortak çalışabilirliğin artırılmasını sağlayacağı belirtiliyor.
PLANLARI ÇÖKTÜ
Bu tatbikatın Amerika ve Avrupa'nın Doğu Akdeniz'e çökme kurgularını ve tetikçi olarak İsrail'i kullanma tezgahlarını bozacağı değerlendiriliyor.
Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Gazze kasabı Siyonist katil Netanyahu'yu durdurmak ve masum Filistinlilere yardım kanalları açmak için yoğun çalışmalar yapıyor.
Hatırlayalım, 10 Ağustos 2025'te Hakan Fidan, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi tarafından kabul edilmişti. Sisi veFidan, Gazze'deki saldırıların sona erdirilmesine ve Gazze'ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılmasına yönelik ortak çabaları ele almışlardı. Ayrıca Libya, Mısır, Türkiye'nin Doğu Akdeniz enerjisi konusunda stratejik değerlendirme yaptığı öğrenilmişti. 2025 yılı iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümüne tekabül ediyor. Türkiye ile Mısır arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK) ikinci toplantısının 2026 yılında Kahire'de yapılması öngörülüyor.
Kahire'de Sisi ile Erdoğan buluşmasının çok dikkate değer jeopolitik gelişmelere ivme kazandıracağı değerlendiriliyor.
Doğu Akdeniz enerjisi.
Türkiye'nin dile getirdiği Doğu Akdeniz tezlerinin Mısır lehinde oluşunun farkında olan Sisi, Türkiye ile yakın temasları artırdı. Mısır, aynı Türkiye gibi "Meis Adası'nın tam yetki alanına sahip olamayacağı" tezine destek veriyor.
KRİTİK TEMASLAR
Mısır, Girit ve Rodos adalarının kıta sahanlıklarının Türkiye ile Libya anlaşması gereği kullanılamayacağını görüyor.
Türkiye ile Mısır'ın Doğu Akdeniz'de münhasır deniz alanı anlaşması gerçekleşirse ABD ve AB'nin Doğu Akdeniz'e çökme planları muhakkak işlemez duruma girecek. Doha'da Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile önemli bir görüşme yaptı. Suriye'ye saldıran katil Netenyahu, İsrail'in kışkırttığı PKK-SDG ve bazı Dürzi ayrılıkçıları ele alındı. Türkiye'nin Suriye'nin güvenliğini sağlayacak yol haritası değerlendirildiği öğrenildi. ErdoğanŞara görüşmesi sonrası MİT Başkanı İbrahim Kalın Şam'a gitti. Kalın ve Şara arasında yapılan görüşmede ikili ve bölgesel güvenlik meseleleri ele alındı. Suriye'nin toprak bütünlüğü, egemenliği, siyasi istikrarı ve toplumsal barışının önemi vurgulandı, Türkiye'nin her zaman Suriye'nin yanında olacağı bir kez daha dile getirildi. Terör örgütü DEAŞ ile mücadelenin de görüşüldüğü toplantıda Suriye'de kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, sınır güvenliği ve gümrük kapıları, ekonomik şartların iyileştirilmesi ve Suriyeli mültecilerin gönüllü ve güvenli şekilde ülkelerine geri dönüşlerine yönelik meseleler ele alındı.
Görüşmelerde PKK-SDG'nin silah bırakması-tasfiyesi için detaylı dosyalar değerlendiriliyor.
MSB'DEN AÇIKLAMA
Erdoğan, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile görüşmesinde Irak'la terörle mücadelede işbirliği, enerji ve Kalkınma Yolu Projesi konularında detaylı değerlendirmeler yaptıkları açıklandı. Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile görüşmesinden sonra ise Türkiye-Somali arasındaki işbirliğinin her geçen gün ileriye taşındığını kaydetti.
Erdoğan, Türkiye'nin Somali'ye verdiği desteğin artarak süreceğini bildirdi. Millî Savunma Bakanlık kaynakları da Suriye'deki son durum kapsamında şunları söyledi: "Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'de ülkemizin ve sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, terörle mücadele etmek ve terör koridorunu engellemek üzere uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkı kapsamında bulunmaktadır. Birliklerimizin Suriye'den geri çekilmesi ancak sınır güvenliğimizin tamamen sağlanması ve terör tehdidinin tümüyle ortadan kalkması durumunda yeniden değerlendirilebilecek bir konudur." MSB'den, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin İsrail'den savunma sistemi tedarikine ilişkin açıklama yapıldı: "Kıbrıs Adası'ndaki dengeleri bozmaya yönelik her türlü girişim dikkatle izlenmekte, KKTC'nin güvenlik ve huzuru için tedbirler alınmaktadır." Bakanlık kaynakları, "S-400 hava savunma sistemleri envanterimizdedir. S-400 konusundaki duruşumuzda bir değişiklik bulunmamaktadır" bilgisini verdi.
AVRUPA PANİKLEDİ
Avrupa'da Rusya korkusu giderek artıyor. Rusya'yla askerî olarak karşı karşıya getirecek türden bir güvenlik garantisi verilmesi için toplantı üstüne toplantı yapıyorlar.
Türkiye'ye muhtaç duruma gelerek çeşitli formüller üzerinde fikir teatisinde bulunuyorlar.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump, Rusya lideri Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ile konuşan tek lider oluşu, Türk savunma sanayisinin müthiş atakları, NATO tarafından dikkatle takip ediliyor. Önceki hafta Cumhurbaşkanımızın Çin lideriyle baş başa konuşmaları Türkiye'nin küresel aktörlüğünü gösterdi. Avrupa liderlerinin Zelenski'yle buluştuğu Paris toplantısına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz online olarak katıldı. Avrupa'nın ızdırabına bizzat tanık oldu. Trump'ın Beyaz Saray'a girmesini takiben AB'ye gösterdiği tavırlar Avrupa'yı panikletti. Savunma alanında kendi göbeğini kesme konusunu daha ciddiye almaya başladılar. Türkiye'nin NATO üyeliği Avrupa savunması için çok önemli. Avrupa güvenlik mimarisi için Türkiye'ye olan muhtaçlıkları göze batarken Avrupa Komisyonu ilk kez bu yıl savunmadan sorumlu bir komiser atadı. Komisyon Türkiye'ye askerî bir temsilci gönderilmesine karar verdi.
Askerî danışman Türkiye ile daha yakın ilişkileri geliştirmek için görev yapacak. Ankara'nın AB'nin güvenlik alanındaki girişimlerinin önem kazanabileceğine işaret eden gelişmelerin devam edeceği konuşuluyor.
